Monday, October 31, 2016

İNCELEME | HELL IN A CELL 2016

RAW'ın ikinci özel aylık şovunda Hell In A Cell 3 ana şovla karşımıza çıkıyor. US kemeri şampiyonluğu, Kadınlar Kemeri Şampiyonluğu ve Universal Kemeri Şampiyonluğu cehennem kafesi maçında oldu. Clash of Champions'dan sonraki ilk RAW'a özel şovda tarihe tanıklık mı ettik? İşte göze çarpan olaylar: 


SPEAR'IN GÜCÜ




Göze çarpan olayların başında bu maçla başlamamız kötü oldu. Çünkü göze çarpan bir şey yok. Kemer maçları göze çarpması gerekirken bu maç göze batan değerindeydi. Göze batmasının yanı sıra maç 24 dakika sürdü. PPV'dan uzaklaştıran nedenlerin arasında baş tacına oturmuştu. Evet, esprileri bir tarafa bırakırsak inşallah bu hikaye burada bitmiştir. Çünkü bu ikiliden bir başka senaryo çıkması imkansız. Artık neyle sonuçlanacağını biliyoruz, nasıl biteceğini biliyoruz ve en önemlisi de sonucunu biliyoruz. İşte bu yüzden WWE bizim yani taraftarlarının yanında olmalı artık. Maçta kimin alkışlandığı kimin boo'landığı yine aşikar. Ve yine haklı taraf biz çıktık. Bu maç için Hell in a Cell şovundan ziyade yarın daha önemli. Çünkü Roman'ın karşısına yeni biri çıkmalı. Rusev böyle giderse daha da ezilen taraf olacak ve boşuna bir güreşçi daha yıpranıyor durumuna düşecek. Ayrı olarak ise, Roman Empire'ın ne kadar daha devam edeceği konusu önemli. Bu adam 30 gün uzaklaştırıldıktan sonra Universal kemerinden alıkoyuldu. Okey, sıkıntı yok. Ancak bir başka kemer verilmesi diğer güreşçilere haksızlık deniliyor. Bu yapmamış olsa bile senaryodan uzak tutmak anlamında olsa da hak edenlere haksızlık oluyor. Ve bu senaryo anlamında da kendini tekrarlamaya düşürüyor. İşte her defa yenmesinden ziyade, artık kabul ettiğimizi düşünüyorlar, en azından senaryo açısı değişse daha da rahatlayacağız diye düşünüyorum.

JeriKo İŞ BAŞINDA




Günün ikinci Hell in a Cell maçı ise RAW'ın lafta en önemli kemeri olan Universal Kemer Maçı var. Kemer sahibi Kevin Owens, Seth Rollins karşısında kemerini korumaya çıkıyor. Maç başlarken tabi hala bu maç nasıl ana maçta değil şokunu yaşıyorsun ve bir an önce ana maçın gelmesini bekliyorsun. Çünkü neyin geleceğini tahmin edebiliyorsun. İşte bu yüzden bu maç biraz havada kalıyor. Kemerin değersizliğinin dışında bir de gün içinde önemini yitirdiği nokta oluyor. Maçımıza dönersek eğer kaliteli bir maçı geride bıraktık. Maçın kazananın Kevin Owens olacağı belliydi. Senaryonun içerisine girdiğinizde bunu fark edebilirsiniz. Chris Jericho'nun katkılarıyla, Kevin Owens'ın kemere anlam bütünlülüğü geldi. Çünkü sadece ben en iyisiyim demekle olmaz. Bunu bozan ve başarıya ulaştıran kişi 9 kez Intercontinental Şampiyonu olan Chris Jericho. "You Just Made The List" senaryosu birlikteliği getiren şeyler arasında. Bu ikilinin promoları izlenilmesi gereken sahneler olduğunu düşünüyorum. Jericho ve Owens mikrofonda gayet başarılar. Ancak o mikrofon bir gün baya patlayacak ve o günü bekliyorum. Açıkçası bugün onu bekledim. İhanet konusunda yakın bir zamanda gerçekleşse dahi bir gün gelecek. Ben öyle umuyorum. Çünkü Jericho bu kemer maçına çıkmayı hak ediyor ve WWE ile son zamanlarına yaklaşıyoruz. Her defasında kendini izlettirmesi bile büyük bir başarı. Seyirciyi yakalayan şeyi yakalıyor ve buluyor. Ve zaten o yüzden hala WWE'nin göz bebeği ve vazgeçilmesi. Açıkçası bu maçtan biraz daha fazlasını beklemiştim. Kötü demiyorum ancak o ikili masa hareketi dışında şaşırtacak bir sahneyle karşılaşmadım. Olmalı mıydı başka? Tartışılır. Bakalım senaryo nasıl devam edecek?

YAPTI YAPACAĞINI


Cruiserweight adına bence hak edilmeyen maçtı. Daha farklı ikili kombinasyonuyla daha iyi bir maç günü çıkabilirdi Cruiserweight'lerin adına. Ancak hem ikilinin beraberliği hem de Brian'ın zamanının dolması bize bunu tattırdı. TJ Perkins, kemerinden erken vazgeçmek zorunda kaldı ve bence erken de vermiş oldu diğerlerine göre. Aslında bu kemeri kemer yapan şey her ay başka birinin şampiyon olma ihtimali var diye düşünüyorum. Çünkü bu turnuvada da gördük ki her biri iyi bir iş çıkardı. Popüler güreşçilerin yenilmesi bile şaşkına uğrattı veya hiç görmediğimiz birinden iyi maç çıkardığını görünce aman tanrım dedik. Aslında herkes çıkabilirdi bir sonraki etaba. Ancak malum WWE kendi içindeki anlaşmalarından dolayı TJ finalde şampiyon oldu. TJ kötü mü diyorum hayır. Ancak gönüllerin şampiyonu belliydi. Bu maça döndüğümüzde ise birbirinin geçmişi buraya getirdi. Bana kalırsa doğru. Belki yavaş yavaş Brian çekildikten sonra daha çok senaryosuz maçlar gelecek ve bizi daha çok heyecanlandıracak. Belki de başlangıç olarak bunu göstertmek istediler. Tabi Brian yarında hemen yenilebilir ya da uzun bir sürede tutabilir. Belki kemer maçında kaybettiğinde de bırakabilir ringi. Ancak bunlar hep ihtimal. Ama bence Brian başka bir senaryoyu hak ediyordu. "Yenmeme izin vermelisin!" çok hafif kaldı. İzin vermediği halde Perkins, kazanan taraf yine de Brian oldu. Büyük ihtimalle yarınki RAW'da bu senaryo devam edecek ve Survivor Series'e yansıyacak. Söylemeden geçemeyeceğim; eski Brian Kendrick'i aradığım doğrudur. O Paul London'la olduğu zamanlar... Tabi ki zaman akıyor ve bunu durduramıyoruz. Hell in a Cell'de ilk yeni şampiyonumuz The Brian Kendrick oluyor.

SHAME-US



Bir takım böyle mi yok edilir? The New Day için artık kemeri ne kadar ellerinde tutabilirse o kadar iyi. Rekora doğru koşuyor üçlü. Burada daha çok göze çarpan şey ise Sheamus ve Cesaro birlikteliği. Daha önceden bahsetmemiştim aslında istediğim bir ikiliği çıkarmış oldu WWE. Yanlış bir zamanlama ama olması gereken oldu. "Best of 7" Serisi maçları hüsranla bitti. Hatta bir de üstüne takım bireysel bir kemer değil, Foley'den takım kemeri mücadelesi teklifi geldi. İyi hoş ancak zamanlama yanlış. En az 7 hafta desek bunun için miydi bütün mücadele? Tamam sonunda bir form tutacaklar ve nasıl bağlayabileceklerini düşünüyor şu an WWE ekibi ancak yanlış bir zamanda oldu. Belki seri hiç olmasa daha iyi bir ikili ortaya koyabilirlerdi. Ve aslında WWE'nin böyle bir ekibe ihtiyacı vardı RAW kadrosunda. Çünkü ana kemere çıkamayacakları kesin olunca böyle bir senaryo yapalım demişler. İkilinin ayrılacağını düşünmüyorum ancak başka bir türlü birlikte olsalardı daha iyi bir sonuç çıkardı ortaya. Bu maç için ise söylenecek çok bir şey yok aslında. İki iyi güreşçiyi birlikte tutarak kemeri kazandırmaya çalışacak. Bir sonraki PPV olmasa bile ya da ona yakın RAW şovlarında bir kemer kaybı görebiliriz diye düşünüyorum. Tabi birliktelikleri Matt Hardy ve MVP gibi gözüküyor şu anlık ancak birbirlerine tutunabileceklerini düşünüyorum. Ancak günün galibi New Day oluyor.

TARİHTE BİR İLK!



Günün ana maçı ise, Divas Revolution/Women's Evolution'ın öncülleri Charlotte ve Sasha Banks'in Hell in a Cell maçıydı. Bu iki kadın güreşçiyi ayakta alkışlamak istiyorum. Çünkü gerçekten WWE'de yapılmayan, belki de farkındalık yaratan, şeyleri yapıyorlar. Bu zamana kadar 35 Hell in a Cell maçı olmuş ve bunların hiçbirinde kadınlar yer almıyor. Bunu yapabilecek ikili vardı. Bunu siz de tahmin edebiliyorsunuz; Lita ve Trish ikilisi. Ancak onlarda zamanında RAW'ın ana maçına çıktığında onlar da aynı tepkiyi almıştı. Bu yıl Sasha ve Charlotte ikilisi hem RAW'da hem de aylık bir şovda ana maça çıktı. Zamanın bu kadar çabuk geçmesi ve gerçekten bu kadar yakın bir zamanda bir aylık şovda PPV yapacakları aklıma gelmezdi. Çünkü biraz daha zaman verir diye düşünmüştüm WWE. Ve şimdi ben çıkıp da bu maçta kim face kim heel diyemem. Neden mi? Bu ikili gerçekten kariyerlerini ortaya koyuyorlar. Bunun için de önlerine hangi fırsat çıkıyorsa değerlendiriyorlar. Bunu 5 yıl öncesinde görmek mümkün müydü? Gerçekten dönemin değişikliğine şahit oluyoruz. Ve her defasında bunu bize kanıtlıyorlar. Ve bu maç bizi daha fazlasını gösterdi. TARİHTE İLK PPV'DA KADIN GÜREŞÇİLERİ ANA MAÇTAYDI ve bunun yanı sıra ana maçla kalmayıp İLK KADINLAR HELL IN A CELL MAÇI'na çıktılar. Bu iki madde gerçekten çok önemli. 20 yıl öncesine böyle bir günün olacağını söyleseniz "Hadi be oradan!" derdi. Ancak biz bu tarihe ortak oluyoruz. Bu gerçekten inanılmaz bir duygu. NXT'den nerelere kadar geldiler. Bunu yapabilecek az kişiden birileriydi ve bunu da onlar yaptı. Charlotte ve Sasha Banks artık kadın güreşini "daha öte" bir hale getirdiler. Tebrik ediyorum.

Gelin, bu tarihi maçın içeriğine göz atalım. Nefesler tutulmuştu. Her iki yıldız da güne özel başlamıştı. Charlotte Flair, tahtıyla gelirken; Sasha Banks ise NXT TakeOver: Brooklyn'deki gibi arabasıyla ringe geldi. Bu işte tüyleri ürperten hareket oldu diyebiliriz. Tabi bunların hepsi başlamadan önce "Üçlü Ana Maç" konsepti vardı bu PPV için. Bu yüzden şov başlayana kadar kesinleşmemişti hangi maçın ana maç olacağı. Bu maç Universal kemer maçı da olabilirdi veya Kadınların kemer maçı da olabilirdi. Şov içinde belli oluyor ki neye şahit olduğumuzun farkında mıydık? Ve Queen, Boss'la ana maçta karşı karşıya geldi...

Bu maça başlamadan önce Charlotte PPV'larda tekli maçlarında 13 kez yenilmemiş. Bu önemli bir sayı ve WWE taraftarı bunun kırılmasını bekledi. Ne demişler rekorlar kırılmak için var. Bu maçın önemi artsın diye maça başlamadan hemen önce zincirler yere indi. Ancak ne görelim? Charlotte, kendisine gelir gelmez Sasha'ya saldırdı. İşte anladık ki bu iyiye giden işaret. Maç uzadı gitti. Ama korkulan oldu ve Sasha yine aynı pozisyonda yere yattı. Yerde kalmasının sebebi ise Charlotte'ın Power Bomb'uydu. Ve gerçekten o an hissettim ki bu maç burada bitti. Bu olmamalı dedim. Tarihte bir ilk gerçekleşirken bu sakatlık nüksetmemeli dedim. Bu dakikalar geçmek bilmedi. Aslında bakarsak baya sürdü benim için. JoJo elinde "Hükmen Mağlup Sayıldı" demeden Sasha ringe geldi. Bunu bize yapmamalılardı. Gerçekten ben bile yedim Sasha ringe dönemeyecek diye. İyi bir oyunculuktu. Maç içerisinde olaylar oldu. İlk kadınların Hell in a Cell maçı hak ettiği değeri aldığını düşünüyorum. Her ne kadar sonuç tatmin etmese dahi onların arkasındayım. Maç içerisinde fail'lar olsa bile alkışı hak ettiler. Banks'in sağlığı yerinde olsaydı onun alacağını düşünüyorum. Bel sakatlığına oynadı diyebiliriz Charlotte için. Bütün hareketleri ona dönüktü. Çünkü Sasha'nın maçı alamamasının sebebi beliydi. Bu da maçın son noktalarında artış gösterdi ve kemeri kaybetmesine yol açtı. Kendi evinde yenildi Boss. Sonunda ise, Charlotte 3-kez RAW'ın Kadınlar Şampiyonu olmayı başardı. Beni korkutan şey ise Sasha'nın sağlık durumunda tehdit eden bir şeyin olup olmaması. Sonuç olarak ise bir daha böyle bir maçı ne zaman görürüz hiçbir fikrim yok.

Toparlarsak bence kadınların ana maçta ve Hell in a Cell maçında olmaları günü kurtardı diyebilirim.  

Monday, October 3, 2016

GÖNÜLLERİN ŞAMPİYONU


O bir model, o bir WWE güreşçisi, o bir şarkıcı, o bir aktris, o bir dansçı, o bir NAOMI... Tek bir kelime bulamıyorum ifade edecek. Çokça arka plana atanan ve gizli yıldızın hikayesine ortak olalım. Gönüllerin şampiyonu Naomi'yi tanımaya ne dersiniz? 


Nereden başlamalıyım bilmiyorum açıkçası. Bu yazı biraz objektiflikten çok subjektifliğe girebilir. Uzun zamandan beri yazmayı düşünüyordum bu yazıyı ancak bu zamana kısmetmiş. Neyse, gevezeliğin alemi yok. Ancak zamanın bu kadar hızlı ilerlemesi gerçekten enteresan.

Naomi...


Kendisini ilk NXT'de görmüştük. 6 kişiden biriydi Naomi. 13 haftalık bölümde 13. hafta elenen oldu. Yani birinciliği kaçırıp ikinci olmuştu.  Tabi önceden FCW'da da yer aldı. FCW WWE'nin yetiştirme yurdu diyebiliriz. Tabi daha sonradan NXT'ye çağrılarak ana kadroya daha yaklaştıklarının sinyaliydi. Kazanan Kaitlyn oldu. Jamie dışında hepsi ana kadro ekranında yer aldı. Tabi, bir de bildiğiniz üzere Naomi sadece o kadrodan kalan oldu. Gönülden bağlı olanlar AJ, Kaitlyn ve Naomi en popüler olanlardandı. AJ'in Lita ile pozunu hepimiz biliyoruzdur. Gençliklerinden gelen bir istekti, bir duyguydu WWE'ye katılmak. Diğerlerine lafım yok. Hepsinin bir nedeni vardı o kadroda olduklarının. Aksana ve Maxine harcandı WWE'de. Daha iyi işler yapabileceklerini hepimiz biliyorduk. Daha sonra sağ kalanlardan Kaitlyn'de 2014'te ayrıldı. Çok kötü çizilen senaryoların kurbanı oldu ve ayrılmak istedi. Başka hayalini gerçekleştirdi. Ve AJ'de kocaya kaçtı diyebiliriz. Çocukluk hayalini ringde bıraktı. Ve geriye kalan bir tutam Naomi.


Funkadactyls...


Her defasında Brodus Clay'e teşekkür eder ve Naomi onun ekibinden bir parçası oldu. Brodus Clay'in partneri oldu. Ve Naomi'de Cameron'ı önerdi. Naomi'nin dansla ilgili geçmişi vardı. Dans gimmick'leri çokça daha önceden olsa da yeni bir şey getirmek istedi WWE. Ana kadro debutu çokça ertelendi ve sonunda çıkmış oldular. Funkadactyls'da öne çıkan isim Naomi'ydi. Ön planda hareketliliğiyle ve esnekliğiyle Naomi bir tık daha favoriydi. Bu tür şeylerde tabi ki şampiyonluklarda yer alamazlardı takım olarak. Ancak takımın son zamanlarına yakın Naomi, Aksana karşısında sakatlanmasaydı AJ ile Wrestlemania'da şampiyonluk maçına çıkacağı söylendi. Ancak sakatlanınca, öne çıkışı engellendi ve ertelendi. Daha sonra senaryo sıkıntılığı yaşamamak için Naomi ve Cameron karşı karşıya geldi. Naomi güçlü olan taraf çıktı. 

Tekli mücadelelerde çok fazla reaksiyon alamadı. Bu kadar atletikliğine karşın taraftarlardan istenilen tepkiyi alamıyordu. Şansı oldu mu? Oldu aslında ancak face olarak bir şeyleri başaramayacağı belli olmaya başlıyordu. Bu süreçler devam ederken eski zamanları hatırlatan günler geldi. Naomi tekrardan hem güreşçi hem de valet görevini üstleniyordu. Kocası Jimmy Uso'nun yanında yer aldı. Wrestlemania anı yaşadılar birlikte. Natalya ve Naomi eşlerinin yanında oldular. BTE ile Uso'lar. Kaybeden taraf Uso'lar yani Naomi oldu. Daha sonraki günlerde Naomi'nin bireysel artışına şahit olduk. Çünkü artık o birinci rakip ünvanını almıştı Nikki Bella'yı yenerek. İngiltere'de gerçekleşen şovdan sonra Paige'e saldırarak ilk kez hayatında Heel tarzını elde etti. Bu da aslında beni şaşırtmıştı. Naomi, Heel tarzı karakterin üstesinden gelebilecek miydi? Buna cevabım evet. Extreme Rules'da yeni bir tarz yaratarak Wild Girl dediğimiz hırçın kızı hatırlatan bir modelle geldi. Ve daha sonradan da bir takım şeylerin başlangıcı olmuştu. 

Team B.A.D.


Tamina AJ'in korumasından sonra, bir de Naomi ile tura çıktılar. Birlikte aslında iyi bir ikili oldu diyebilirim. Bir taraftan zaten aile bağı olan takımın bir şeyleri başarmasını bekledik. Tamina, daha çok yine partnerini öne çıkarma modelindeydi. Naomi her zaman yaklaşsa da yine şampiyonluk kemerini tadamadı. Bu takım bir ağırlık taşırken yenilen taraf olmaya başlıyordu. Ve o meşhur Divas Revolution gününe gelince yine değişti çoğu şey. Team Bella'nın yanında Team Paige. Becky ve Charlotte ana kadro çıkışlarını gerçekleştirdi. Ancak bu senaryoda hem Naomi hem de Sasha yoktu. Ve o an gelip Team B.A.D. olaya ortak olup Stephanie McMahon Sasha'da onlara eklenen isim oldu. Sasha olmasına rağmen yine yenilen taraf çoğu zaman Team B.A.D. oldu. İyi bir dinamik oluşturmalarına rağmen olmadı. Sasha geldiğinden beri gözler zaten ondaydı ve Naomi'nin zamanı yine alınmıştı. Şubat 2016'da Sasha ayrıldı Team BAD'den ancak yine gözler NXT yıldızlarındaydı. Veteranlar kurban olmuştu. Çünkü bir devrim oluyordu. Takım olarak ağırlık gösterseler dahi bir erkek heel takımı olmadıkları için havada kaldı. 

Total Divas, Sakatlık ve bireyselliğe doğru...


Tabi, unutmadan Total Divas şovu var. Ana kadroda olmasına rağmen daha sonradan reytingleri arttırmak amacıyla kadroda yer almadı. Şimdi ise tekrardan şova katıldı. Ana kadroda denilmesine rağmen maalesef öyle değil. Naomi'de reyting getirecek bir neden bulamıyorlar. Bazı durumlarda "sakatlandı gelsin, Cameron ile ayrıldı gelsin" mantığıyla gidiyorlar. Bu da biraz Türk şovlarını andırıyor. Ne, ne zaman reyting yapar. Ring içi performansına döndüğümüzde ise bu yılki Wrestlemania zamanından sonra Hem Naomi hem Tamina'nın sakatlanmasından sonra Team B.A.D. dağılmış oldu. Mayıs ayından Temmuz WWE Draft zamanına kadar kaybolmuştu Naomi. Ve meşhur parlayan zamanı gelmişti. Uzun zamandan sonra ilk kez bireysel ve bu kadar ön plandaydı. Draftlarla beraber Smackdown'a transfer olmuştu.  O Becky, Nikki, Eva Marie, Natalya, Alexa Bliss ve Carmella'nın olduğu taraftı. En çıkan yıldızlar Becky, Naomi ve Natalya'ydı. Naomi ve Natalya'nın bir şey yapma zamanıydı kendini belli etmeleri için. Becky en popüler olan isimdi. Alexa ve Carmella'nın parlayan zamanı da olabilirdi. Eva bir şey yapamadan uzaklaştırıldı ve Smackdown'un kadın yüzü olan Nikki. Smackdown kemersizdi kadınlar arasında. Ve ilk özel Smackdown PPV'sunda o kemer geldi. Ancak ilk elenen isimlerden biri oldu. Naomi tabi Smackdown'a yeni bir tarzla başlamıştı. O da yeni tarzı olan Glow zamanıydı. Her şekilde, her hafta kendini yenilemesini bildi. Hala tam olarak glow adında bulamadı. O yüzden her hafta değiştiriyor. Ancak bizim de hoşumuza gidiyor her hafta yeni bir girişler sergilemesi.


Ama artık yeter!


Bu zamana kadar olamadıysa bu kadın ne zaman şampiyon olacak? 6 yıldan beri WWE bünyesinde. Bir kemeri vermek çok da zor olmasa gerek. Rear View adıyla bitiriş hareketiyle zayıf gösteriyorsunuz Naomi'yi daha iyisini yapabileceğini bile bile. Bu da biraz itici kılıyor. Daha iyi bitiriş hareketlerinin olduğunu gördük. WWE, Naomi'nin büyüyeceğinden korkuyor. Kendisi WWE'nin yeni Lita'sı. Gelmiş geçmiş en atletik kadın güreşçisi. Bunu bence kabul edelim. Eğer bu zamanlarda kemeri alamayacaksa, ne zaman alacağını ya da alabileceğini şüphe etmeye başladım. Daha fazla ne yapabilir artık? Yapılmamış olan şeyleri yapmaya çalışıyor. Kadın güreşçilerin çok fazla denemediği hareketleri yapmaya çalışıyor. Belki de yanlış dönemde mi geldi? Hayır. Gerçekten çok yazık... Eğer yakında kemeri alamazsa bir ayrılış daha yakın olarak düşünüyorum. Her ne kadar WWE'yi sevselerde bir süre sonunda aynı sonuç alıyoruz maalesef. Bir kemeri vermek zor olmasa gerek.