Thursday, September 15, 2016

GELDİK YOLUN SONUNA

32 farklı hikaye 16 farklı hikaye... WWE'nin düzenlemiş olduğu Cruiserweight Classic'in sonuna geldik. Temmuz'da başlayan macera iyi kötü tamamlanmış oldu. Ve yolculuğun sonunda da TJ Perkins hayatta kalmayı başardı. Peki nasıldı turnuva?


Türkiye saatiyle 15 Eylül 2016 saat 04.00'de canlı yayınıyla yarı finaller başladı. 3 karşılaşma bu turnuvanın galibini belirledi. Gran Metalik karşısında Zack Sabre ve Kota Ibushi karşısında TJ Perkins. Açıkçası gün aman aman geçmedi. Neden mi? Sanki daha önceki bazı maçlar daha iyiydi. Mesela Brian Kendrick vs. Kota Ibushi maçı veya Kota Ibushi'nin Cedric Alexander'la maçı. Ya da Tozawa-Gallagher maçı. Belki de günün maçlarının kötülememin sebebi favorilerimin kazanamamasıydı. Zack Sabre ve Kota Ibushi'nin finalde karşılaşacağını ummuştum. Belki de siz de öyle umdunuz. Bu senaryo gereği mi yoksa gerçekten öyle mi bitti pek bir fikrim yok. Ancak ikisinin çıkma nedeni kesinlikle RAW sözleşmesinin bulunmasıydı. Sabre ve Ibushi ikilisi WWE tarafından bir şekilde uzlaşamadı daha. Ben açıkçası Ibushi'nin kazanıp öyle duyurulacağını düşünmüştüm. Ancak düşüncem fos çıktı. 

Günün maçını soruyorsanız bana göre takım maçıydı. NXT takımı DIY (Gargano & Ciampa) karşısında Cedric Alexander ve Noam Dar ikilisi. Hakemin hatası biraz bozsa da süreci yenilen ekibin RAW'da olacağını sabırsızlıkla bekliyorum. Tabi yenilen ekip ana kadroya çıkacak da kazanan ekip duracak mı? Hayır. Ancak onlar NXT'de bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum. Büyük ihtimalle bu turnuvadan çıkacak ekip yavaş yavaş RAW'da sahne alacak. Zamanı genişletmeye  veya uzatmaya çalışacaklar. Peki bu ekip kim? Kimler var RAW'da? RAW'a 10 kişi açıklandı ve bunlar:

Akira Tozawa
The Brian Kendrick
Cedric Alexander
Gran Metalik
Jack Gallagher
Johnny Gargano
Noam Dar
Rich Swann
TJ Perkins
Tomasso Ciampa

Aslında Zack Sabre ve Kota Ibushi dışında popüler olan yıldızlar. Seyirciler bu yıldızları görmeye geliyorlar. WWE'de çok iyi hamle yaptığını düşünüyorum. İşte şimdi Smackdown'la yarışır hale geldi. 3 saat çünkü geçmek bilmiyordu. Nia Jax, Bo Dallas ve Braun Strowman'ın süreleri doldu gibi ya da çok yaklaştı. Tabi burada akıllarda kalan bir soru daha var. Cruiserweight Classic'te gördüğümüzün kaçta kaçını RAW'da görebileceğiz? Asıl sorulması ve cevaplanması gereken soru bu. Büyük ihtimalle açılışı bu ekiple yapacak RAW. Ama inşallah bu büyünün içine edilmez! Çünkü ne kadar çok hak etmeyeceklerini söylesem de hak etmiyorlar. Çünkü artık RAW'ın buna ihtiyacı var. Ve bizim de. Eğer iyi bir çizelge çizemezlerse Smackdown Live'a pes etmek durumunda kalacaklar ki bu kadroyla bozulmasını istemem. Bu iki tarafın ciddi şeyler koyacağı belli. Bir de şu sorun var ki sadece kendi aralarında mı karşılaşacaklar bu da benim merak ettiğim soru. Daha sonradan US şampiyonluğu maçına çıkabilecekler mi? Veya turnuva da olmayanlar katılabilecek mi? Bunu da çok yakında göreceğiz. 

Gelelim şoke eden final. Bu iki yarı finalden sonra adam akıllı final maçını izleyebileceğimizi düşündüler? Orada olan bütün yıldızlar bir şeyleri kanıtlamış insanlar. Buna lafım yok. Finalistlerin de keza öyle. Metalik ve Perkins inanılmaz işler yaptılar ve yapacaklar. Buna da şüphem yok. Ancak sırf şirket gereği, kontrattan dolayı finalde olduklarını düşünüyorum. Ama onun dışında her şey çok iyiydi. 

Günden çıkacak iki önemli not! Bu turnuva gelecek sene büyük ihtimalle devam edecek. Çünkü ilk şampiyon kelimesi çok kullanıldı. Çok iyi bir karar. Ancak zamanla nasıl devam edeceğine şahit olacağız. Bir de asıl önemli olan şey kazanan TJ Perkins yeni kemerle beraber pazartesi gecesi RAW'da olacak ve ilk şampiyon da ta kendisi oldu. Küçük bir ekstra turnuvaya gerek kalmadı ki mantıklı bir karar oldu.

Toparlarsam bu Cruiserweight Classic WWE'ye birçok şey kattı. Eksisinden çok artısı oldu. Daha önce olması gereken şeye sonunda kavuştuk. Belki de tam zamanıydı Triple H'in dediğine göre.  En son Cruiserweight şampiyonu HORNSWOGGLE'dı. Tekrarlıyorum HORNSWOGGLE. Kemeri onunla maziye götürmüştük. Ama onlar artık geride kaldı ve yeni bir heyecana doğru yelken açtık. Söylemeliyim ki bu zamanlarımız bozulmasın hiç. Tekrardan tebrikler TJ Perkins. Hak ettin!
EFEREY 

Wednesday, September 14, 2016

İNCELEME | BACKLASH 2016

SmackDown Live'ın ilk özel PPV'su olan Backlash beklediğimden büyük şov oldu. Uzun zamandan beri bu kadar bir PPV'dan heyecanlanmamıştım. Bu da Wrestlemania ve Summerslam dışında en iddialı PPV olarak seçtim. Tabi normalde bu yıl bir de Royal Rumble vardı. Peki bu kadar sevmemin sebebi neydi? Backlash'i, Backlash yapan neydi? 10/10 bir şov diyemeyeceğim. O kadar da abartmayayim ancak gerçekten iyi bir notu hak etti. Şimdi artı ve eksilerle birlikte Backlash notları:


LASS KICKER'ın ZAMANI


Pazar gecesi şovunu Shane ve Daniel açtı. Günün öneminden bahsettiler. Maçlarından ve ilk Smackdown Live PPV'su olması önem taşıdı. Günün içinde 4 tane kemer maçı oldu. İkisi yeni olmak üzere ikisi de yeni kemer sahibini bulacaktı. Bu bile aslında bir Smackdown'ın ilk PPV'su önemli kıldı. İlk maç yeni bir kemer maçıydı. İlk Smackdown Live Kadın Şampiyonu olacaktı. Aralarında bildiğimiz üzere Carmella, Naomi, Natalya, Becky, Nikki ve Alexa yer aldı. İlk elenenin Alexa olması şaşırtmadı çünkü aralarında çok fazla deneyemi olmaması onu elemeye sürükledi. Tabi aslında deneyimi az olması çok da dezavantaj değildi ancak maç kartına baktığınızda Alexa'yı düşünmüyorsunuz kazanacağını. Daha sonra sırayı Carmella veya Nattie'yi bekledim. Çünkü Carmella'nın çok fazla maçı götüreceğini düşünmedim ve Nattie'nin ilk kemer sahibi olması düşüktü. İkinci elenen ise bahtsız yıldızımız Naomi'ydi. Açıkçası hiç ama hiç hak etmiyordu o kadar erken elenmeyi. Bununla ilgili daha sonra yazı yazacağım ancak son üçü hak ediyordu. Ancak son üçlü Carmella, Nikki ve Becky'di. Senaryonun devamlılığı için aslında iyi bir üçlü. Carmella, Nikki'yi roll-up yaparak eledi. Ancak son ikili beni cezbetmedi. Çok bariz Becky'nin kazanacağı belliydi. Ve yeni şampiyonumuz Lass Kicker oldu. Hak etti mi hak etti. Yine 4H'in yükselişi oldu ve oranlar onu gösteriyordu. Bu dönem hala onların. Ancak bu kadar sevmeme rağmen hala kemer onun muydu sorusu kafamda tekrarlanıyor. Ama tabi süre sıkıntısı olmaması en büyük etkendi. Eski yıllara göre kadın güreş maçları yükselişte ve bütün yıldızlar istediği şeyi yaptı. En azından şans verildi. Tebrikler Smackdown Live kadın kadrosu.

İŞTE BUNU BEKLİYORDUK!



Evet, uzun süreden beri istediğimiz maçı aldık diyebiliriz ikilinin arasında. Gerçekten bu kemer bunu istiyordu. Aralarındaki mücadele hem duygusal hem de ring içi bakımında gayet iyiydi. Aslında bu kadar Miz ve Dolph' un arasındaki mücadeleden sıkıldım. Neden bu kadar yıldız varken hep birbirlerini buluyorlar. Ki bugün yanılttı. Her ikisininde arkadan gelen hikayesi gayet iyi oturdu maça. Bu kemerin bu tür şeyleri görmesine ihtiyacı vardı. Ve Miz'in de. Her ne kadar senaryo olsa dahi Daniel Bryan'ın dediği söz doğruydu. "Korkak". Aslında yeni bir John Cena, yeni bir Dwayne Johnson kendileri. Kendisini 100'de 100 ringe koyamıyor. Çünkü dışarıda da işleri var. Tabi buna aslında karşı değilim. Ancak yakında düşüncelerim değişebilir. Ki zaten bu maçta Dolph'un kazanacağını düşünmedim. Bitişi ise eski bir bitiş oldu. Miz'in partneri Maryse maça karışarak kocasının yenmesini sağladı. Ki buna da okeyim. Eğer böyle senaryolar gerçekten ikilinin arkasındayım.

HİÇ OLMADI!



Backlash'de gerçekleşmemesi gereken maç gerçekleşmedi. Randy'nin Brock'la karşılaşması ardından Bray ile karşılaşması iyi değildi. Bray'in ilerlemesi gerekiyor. Ve bu maça koyularak olmadığı yere geldi. Hatta ben olsam Randy'i heel yaparım tekrardan. Şu anda tekrardan Brock ve Randy maçı tekrarlanabilir mi konuşuluyor. Ve Randy Bray karşısına yetişir derken, WWE sağlık kontrolünden geçemedi. Yetişemedi. Yetişseydi de Randy o maçı alacaktı. Viper çoğu fanını kaybetti. Bunu kurtarma maçına çıkacaktı ancak sakatlanma sahnesi yarattı. Bray'i güçlü göstergesinin bir parçasıydı. Tamam bu da okeylenebilir. Kane ve Bray de Live şovlarda maçları vardı. No Holds Barred maçı olarak değiştirildi şov. Ama bu ne? Randy maça karışarak Kane yendi. KANE! Bray Wyatt yine ezilen taraf oldu. Hiç hak etmiyor. Kane'in Smackdown maçlarda karşılaşması ve PPV'da olması da artık eski tadı vermiyor. Kane dışında bir başka kişiyi kabul ederdim. Randy mücadelesinin olmaması ve günü uzatma çabaları negatif puan aldı hem benden hem de taraftarlardan.

ŞAŞIRTTI!



Yeni Uso'lardan beklediğim performans sonunda geldi. American Alpha'ya ters dönüp heel olmaları herhalde kariyerlerindeki en iyi şeylerden biriydi. Hatta bunu kuzenlerine yani Roman Reigns'e nasıl yapıldığını göstermeliler hatta ders vermeliler. Günü iki takım maçı ile kapattık. Biri kemer maçı biri kemere giden yol maçıydı. Hype Bro'ların kaybedeceği çok belliydi.  Ve Uso'ların bu hali günü kurtardı diyebilirim. Çünkü eski halleri olsaydı bu maçlar çekilmezdi. Ama kemer onların olurdu. Neyse, ring içi kıyafetleri değişir yakında da jenerik ve müzik değişimleri eli kulağındadır. Beni asıl final maçında şaşırtan şey ise Rhyno ve Heath Slater'ın kazanmasıydı. Gerçekten! Bunu beklemiyordum. Hem WWE'nin göz takımı kaybetti daha doğrusu Vince McMahon'ın - e ne de olsa Samoalı - hem de part timer güreşçi Rhyno şampiyon oldu. Hem de tarihe geçti. Bu gerçekten WWE'de önemli bir gelişme. Heath'den beklerdim. Ancak partneri beni iteliyordu düşünceden. Gayet beklemediğim bir sonuçtu. Ve ilk SmackDown Live Takım Şampiyonu oldular. Uso'lar dururken! Çok şaşırtıcı ama etkileyici.

BU DAHA DA ŞAŞIRTTI!



Bunu yazının sonuna kadar bekleyemeyeceğim AJ STYLES YENİ WWE DÜNYA ŞAMPİYONU oldu. Bu gerçekten beni köşeye yatıran sonuç oldu. Bu sonuç TNA'de olsa şaşırmam, NJPW'de olsa şaşırmam, ROH'da olsa şaşırmam ancak WWE'de bu kadar erken AJ Styles'ın kemerle buluşması - ve nedense belki almaz bile diyordum kariyeri boyunca - beni çok mutlu etti. Gerçi Summerslam'de John Cena'yı yendikten sonra böyle bir sonuca çok da şaşırmamak lazım. Ancak resmen WWE'de devrim oluyor. Bunu inkar edemeyiz. Evet, Dean Smackdown için ilk Draft seçimi ve evet o Smackdown'un yüzü. Ancak Backlash'e kadardı. AJ'in burayı yöneten adamım lafını hafife almamak gerekiyormuş. Dean evet Smackdown'un en sevileni. Kendisi Shield'da da en sevilendi. Ancak bana göre onda eksik bir şey vardı. Nedenini bilmiyorum. Eksik olan şey ne? Onu da bilmiyorum. Kendisini yeni dönemin Stone Cold'u diyorum. Konuşması iyi, karizması var, ring içinde iyi ama bir şey eksikti. Ve kemerdeki görünüm sanki AJ ile tamamlanmış oldu. Bana göre en iyi dönemin yılların güreşçisi ve iyi ki şu an WWE ailesinde. Her ne kadar acısıyla tatlısıyla zamanlarımız geçse de bu dönemde olması bir şeylerin habercisiymiş. Kemer gerçekten yakıştı. Hala inanması güç olsa da yeni WWE Dünya Şampiyonumuz AJ Styles.   

Toparlarsam, bana göre, Smackdown Live böylece RAW'ı geçmiş oldu. Smackdown'ı hafife almamak lazım. Sadece düşündüren şey özel bir PPV'un 3 saat olması şart mı? Güzel bir 6-7 maçla 2 saat 2,5 saatte de en iyi performanslarını verebileceklerine inanıyorum. Zaten bu PPV'da tam 3 saat olmadı. Üstelik yine Kick-off'a maç eklediler. Bence özel brand ppv'larda. yarım saat olması bile yeterliydi. Mavi takımdan biri olarak kırmızı takıma bakmak lazım. Bir de tabi ki de Cruiserweight'in RAW'a geleceğini unutmamak lazım. Çünkü şu an toparlasa toparlasa onlar toparlayabilir RAW'ı. Ki zaten bütün RAW kadrosu onları bekliyor. Bakalım Clash of Champions'da bizleri neler bekliyor?
EFEREY

Sunday, September 11, 2016

BROOKLYN'DE MUHTEŞEM 3 GÜN


20 Ağustos, 21 Ağustos, 22 Ağustos... 3 ayrı gece, 3 ayrı şov... 12 saat eğlence... NXT, SUMMERSLAM ve RAW... Başka ne denilebilir ki? İnsan bu blogu yazarken bile heyecanlanıyor. Tabi bir de bunu orada o stadın içinde yaşaması var. Halimi düşünün. Eğer sizinde bir gün şansınız olursa, benim ne demek istediğimi anlayacaksınız. Hani derler ya anlatılmaz, yaşanır. İşte aynı o hesap. Nereden başlamalıyım, nelerden söz etmeliyim bu yazıda onu bile düşünemedim. Summerslam 2014'ün ayrı, 2015'in ayrı ve 2016'nın ayrı yeri oldu. Bu biraz 2 ve daha fazla çocuğunuz varsa hangi çocuğunuzu daha çok seviyorsunuz sorusuyla eş değer buluyorum. Hepsinin farklı tadı, farklı atmosferi ve tabi ki de farklı ruhu vardı.  

Yine daha detaylı özete geçmeden önce yine sizlere teşekkür etmek istiyorum. Geçen 2 yıl gibi bu yılda beni orada yalnız bırakmadınız. Ben orada Efe olarak orada değildim. Türkiye olarak oradaydım. Konuştuğum arkadaşlarıma ve kardeşlerime dediğim gibi eğer bir faydam olduysa ne mutlu bana. Ancak bunu her defasında gittiğimde/eğer bir daha gitme şansım olursa bırakmayacağım, bırakılmasına izin vermeyeceğim. Çünkü ihtiyacımız var. Çünkü WWE'nin Türkiye'de yeri var. Bunu da gösterebilmek için elimden gelen en iyisini yapmaya çalışacağım. Tabi ki herkesin hayali olduğu gibi benim de hayalim asıl orada olmak ve bu serüvenime yaklaştığımı hissediyorum. Çünkü eğer inanırsanız, başarırsınız. 

Bir başka söylemek istediğim şey ise şu üç şey arasında dolanıp düşündüm. Kararsız kaldım. Bayrak, Anı ve Şahit Olma. Evet biraz şifreli gibi ancak şimdi açıyorum. Evet. Bayrağı açıyorum çünkü nedeni belli. Bu rüyaya kaç kere daha şahit olabileceğim ki? Bunu telefona çekmem lazım. Yani telefonuma anı bırakmam lazım. Ve tabi bu ikisini yaparken o arenada canlı izlemek çok güçtü diyebilirim. Sanki her anı çekmem gerekiyormuş gibi hissedince canlı gözlere gerek kalmadı. Orasın ancak izleyemiyorsun durumu çıktı. Çünkü yanımdaki hiçbiri benim gibi manyak derecede çekip durmuyordu şovu. İşte bu üçü arası kararsızlığım beni yordu. Ancak hiçbir yaptığım şeyden pişman değildim.

YOLCULUK: BROOKLYN, NY 

2016'daki yolculuğumuza başlarken rotamız Brooklyn, New York'u gösteriyordu. Yolculuğum başlamıştı.


İLK DURAK: NXT


NXT'nin Wrestlemania'sı olarak adlandırdığımız şovla 3 günlük bültene. Aslında hepimiz biliyorduk ki eğlencenin daha çok arka planda kaldığı ve daha çok güreşin ön planda olduğu bir şovdu. Ve aslında her şovların böyle olmasını istediğimiz doğrudur. İlk olarak Takeover şovundan önce NXT'nin haftalık bölümünün çekimi gerçekleşti. Brooklyn şovunda olması gerekenler ancak ana kadroya katılamayanlardı. 2 maç oldu ama bu maçlar daha çok taraftara yönelikti. Tye Dillinger ve TM61. NXT taraftarının bu 3 yıldızı sevdiğini biliyoruz. Hatta Dillinger'a karşı farklı bir ilgisi var. Çünkü daha fazlasını hak ediyordu.

Ana şova gelirsek; 

  • Bobby Roode, Austin Aries, Ember Moon, Ciampa & Gargano, Bayley ve Shinsuke Nakamura favorilerimdi. İki tahminim dışında tahminlerim tuttu. No Way'e ve Cien'e ihtimal bile veremedim. Roode'un ilk maçı ve Aries'e böyle bir şovda yenilgi vermezdi WWE. 
  • Ember Moon kazanmazsa olmazdı ve bence finisher'ı günün hareketiydi. 
  • Bayley, maçı kazanamasaydı RAW'a çıkacağını tahmin etmiştim. Ancak Bayley'nin kazanamaması üzmüştü. Şu anda Asuka'nın karşısında kazanabilecek birisini görmüyorum. Ember Moon'un çıkışı da zaman alacaktır. Tabi Asuka, Bayley karşısında Heel rolünü aldı. Ancak tekrardan Face'e dönecektir. Liv, Royce, Billie Kay, Aliyah yeterli değil kemer için. Asuka için NXT yenilmezlik serisi devam edecekti. 

  • Takım maçı ise NXT tarihinde en iyi takım maçı olabilir. Takım maçlarının yükselişini gösteren bir maçtı. Açıkçası The Revival'ın kazanmasını beklemiyordum hiç. 
  • Samoa Joe ve Shinsuke Nakamura günün maçıydı diyebilirim. İstediğimiz sonunda gerçekleşti. Ancak Joe bu durumda ne kadar daha kalabilir NXT'de bir fikrim yok. Bir sonraki Draft'a kadar kalır mı yoksa Wrestlemania öncesi şaşırtır mı bizi göreceğiz. Ancak bir tekrar maçı daha bekliyorum. 

  • Genelde TakeOver'larda eski TNA yıldızlarının dönüşü olarak nitelendirdiğim şovda eski bir yıldız gelmedi. Tabi içerisinde 3 önemli TNA starı bulundu. Ama daha fazlasında Hideo Itami'nin önemli bir feuda girişinin sinyalini gördük. Ama bundan da önemlisi GTS, Itami'ye kavuştu. 


İKİNCİ DURAK: SUMMERSLAM


Herkesin olduğu gibi bazı maçların size daha cazip geldiği ihtimaldir. Hatta bazı maçlara neden var dersiniz. Yine benim de beklediğim maçların listesi. Bu 5 maç gerçekten önemliydi benim için.

Universal Championship Match: Finn Balor vs. Seth Rollins

RAW'ın en önemli kemer şampiyonluğu maçı. Ne kadar ilginç! Hala bu kemere karşıyım. WWE ve Dünya Şampiyonluk Kemerini birleştirdikten sonra Intercontinental kemerinin büyüklüğünden bahsetmişlerdi ve şimdi yine kemeri hiçe saydılar. O kemer RAW'da kalmalıydı ve en büyük kemerleri RAW olmalıydı. US kemeri Smackdown'a geçip, RAW'a da Cruiserweight kemeri gelmeliydi. Universal kemeri işte benim gözümde bu yüzden kaybediyor. Bu yüzden değeri hiç. Maça gelirsek favori maçlarımdan bir tanesiydi. Hatta sonucu şaşırttı ve Finn ilk Universal şampiyonu oldu. Tabi ne kadar süre ön planda olacak bu kemer bilemeyiz. Ama yine de Finn'in Seth'e olan karşı galibiyeti önemliydi bizim için.

WWE World Heavyweight Championship Match: Dean Ambrose (c) vs. Dolph Ziggler

Dolph'un böyle bir maça çıkmış olması bile uzun yıllardan sonra önemli bir adımdı WWE için. Hala bir umut var dedirttirmişti. Tabi kazanmasını maalesef beklemiyordum. Dean'in kazanmış olması burukluk yaşatsa da yine de şahit olmak böyle bir maça güzeldi. 

John Cena vs. AJ Styles

Günün en iyi maçıydı gözümde. Çünkü AJ, Cena'yı yenmişti. Sadece yenmiş olması en iyi maç yapmaz. Bunu aslında performansların dışında seyirci de eklenir. O ambiansa ortak olur. Ve olduğum yerdeki tezahüratlar maçı maç yapan şeylerdi. İkilinin en iyi maçıydı. AJ'in yenmesiyle beraber John Cena'nın yavaş yavaş uzaklaşıyor olmasının sinyaliydi.

Women's Championship Match: Sasha Banks (c) vs. Charlotte

En çok beklediğim maçlar arasındayken maçın botch'ları maçtan aldı götürdü beni. Sasha'nın sakatlanma ihtimaline karşı Charlotte'ın kemeri kazanması ve Sasha'nın kaybetmesi....Bu gerçekten üzücüydü. Bu Summerslam Women kadrosu için önemli bir yere taşıyacakken olduğu yerde bıraktı ve 1-2 adım geri götürdü bence. Hala Charlotte'ın ve Sasha'nın sakatladığı sahne gözümün önünden ayrılmıyor. Daha iyi maç bizi bekleyebilirdi. Bence en kötü şans günün başlarında olmasıydı maçın.

6 Women Tag-Team Match: Good vs. Bad

Women Evolution'dan bahsederken bu maçı bahsetmeden olmaz. Gerçekten RAW Women kadrosunun görmesi gereken bir senaryo. Paige durumu vahim zaten, Nia Jax'in her hafta indy güreşçilerle gereksiz yer kaplayışı ve Summer Rae'in kayboluşu. Gerçekten yazık. Açıkçası Nikki'nin geleceğini bile bile Face takımın kazanacağını beklemedim. Smackdown kadrosunun geliştiğini gösterdi maç kadın güreşçiler tarafından. Tabi Becky, Naomi ve Carmella'nın kazanmasını isterdim gönülden.


Evet, diğer maçları hüsranlıkla izledim demek istemiyorum ancak olsa da olurdu olmasa da olurdu. Dikkat ettiyseniz Brock'la Randy'nin maçını eklemedim bile. Hem de ana maçta böyle bir rezalet beklemiyordum. Şoka uğrattı beni. Ve arkamda adam Randy'nin t-shirtünü çıkarıp attı öne. Doğru bir karardı. Brock'a karşı bir şeyim yok ama bu biraz ağır oldu. Summerslam böyle bir bitişi hak etmedi. Diğer maçlara karşı görüşümü yazmıştım. Daha iyi bir set-upla daha iyi bir şov çıkardı. Sami Zayn ve Cesaro'nun kick-off şovunda olması hala beni nerede olduğumu düşündürttü. 


ÜÇÜNCÜ DURAK: MONDAY NIGHT RAW


Aslında daha iyi bir şov bekliyordum yine. Wrestlemania'dan sonraki RAW gecesi gibi hissetmeliydik. Ancak işler ters gitti. Günün ana hatları ilk Finn'nin kemeri bırakması ve ikinci olarak Bayley'nin ana kadroya çıkışıydı. 

FINN BALOR

Her ne kadar Curb Stomb'un tehlikeli olduğu için kaldırılsa da Seth'in Power Bomb'u daha çok yıldızı sakatladı ve bunlardan biri yeni şampiyon oldu. Normalde Roman Reigns uzaklaştırılmasaydı Universal kemeri maçı aslında Roman ve Seth arasında geçecekti söylentilere göre. Ancak Finn kemeri bırakınca bir sonraki PPV şovunda yani Clash of Champions'ta bu maç olur dedik. Ve Summerslam'den bir sonra gecesindeki RAW'da yeni bir turnuva olup yeni şampiyon belirleme kararı aldı. Ve yenenlerden biri Roman Reigns'ti. Rakipleri ise Seth, Cass ve Kevin Owens'ti. Ancak Finn'in kazanışı ve ilk şampiyon oluşu tarihe geçmişti.

BAYLEY

Sasha'nın ciddi sakatlanmasına karşın Bayley ana kadroya çağrıldı ve bunu açıkçası bekliyordum. Zaten Bayley'nin kartları elden ele dolaşmaya başlamıştı bile. Bu hem üzücü hem heyecanlandırıcı bir gündü. İsterdim ki o sıralarda Sasha'da olsun. Charlotte ve Bayley'nin mücadelesinin sinyalini vermişti. 

DUDLEY BOYZ'a VEDA

Geçen yıl geri dönüşlerine şahit olduğum ve bu yılda veda edişleri eskilere götürdü. Nereden, nereye... Artık arka planda rol alacakları ve ring içi aktivitelerinin son olacağının günüydü. Eğer eski bir WWE taraftarıysanız ne demek istediğimi anlamışlardır. Zordu. Ama asla, asla deme.



Son olarak söylemek istediğim şey ise sizlerden her gelen yorumu okumaya çalıştım. Sorularınızı cevapsız bırakmak istemedim. Başka bir yerde birisi soru sorduğunda veya benden bahsedildiğinde benim görmemi istediniz. Bunun içinde her birinize TEŞEKKÜR EDERİM. Ayrıca arkamda olan aileme de teşekkür etmeden geçmek istemem. Her zaman yanımda oldular. Bunun sadece Summerslam'le kalmayacağıma söz veriyorum. Biraz daha işleri büyütmeyi planlıyorum. Yakınlarda yeni haberler gelebilir. Ancak kesinleşmeden şu anda bir şey demek istemiyorum.

Teşekkür ederim...

EFEREY