Sunday, December 31, 2017

MUTLU YILLAR & HAPPY NEW YEAR

@ The Depanneur

Herkesin yeni yılı kutlu olsun. Sağlıklı, mutlu, barış dolu ve en önemlisi de blogun temasına uygun olarak iyi maçlar izleyebileceğimiz bir yıl olsun.
-   -   -
As an Efe Rey family, we wish you a happy new year. Hopefully 2018 will bring health, happiness and peace. For us, 2018 will bring wrestling fans a good matches with good feuds.

Friday, December 29, 2017

AND THE OSCAR GOES TO...

@ Whatculture

Ve eveeet, 2017'nin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Güreş anlamında dolu dolu geçirdiğimiz bir yıl oldu. O zaman farklı bir şey deneyip benim bu yılki "top" olan WWE'de yıldızlarımıza bakalım. O zaman başlayalım.



EN İYİ ERKEK GÜREŞÇİ
AJ STYLES

     Geçen yıl Royal Rumble'da AJ Styles'ı gördüğümüzden beri kendisini WWE'de de kanıtladığını düşünüyorum. Güreş sektöründe yapamadığı çok az şey kaldı. WWE'nin bana kalırsa en iyi güreşçisi. Geçen yıl Backlash'te ilk kemerini kazanması, John Cena ile maçları, Jinder Mahal'den kemeri alması ve daha nicesini yaşadık AJ'yle. Her geçen gün nasıl bir yıldız olduğunu gösteriyor. Bu yıl Brock Lesnar'le yaptığı maç biraz az tepki alsa da iyi bir iş başardı. Bakalım gelecek yıl nasıl bir performans gösterecek? Ve en önemlisi Wrestlemania'da Shinsuke ile karşılaşabilecek mi? 

EN İYİ KADIN GÜREŞÇİ
ASUKA

     NXT'de gösterdiği büyük başarı herkesi şok etkisinde bıraktı. 523 günlük bir seri dile kolay. Ha yenildi dedik olmadı, bu ay yenilir dedik olmadı, acaba mı dedik olmadı derken yok yenilmez dedik. Hatta gerçekten yenilirse bırakırız dedik. Ki nitekim de yenilmedi. NXT defterini yenilmezlikle kapattı. Yeni sayfasını RAW'a açtı. Hala da RAW'da yenilgi yüzü göremedi. Belki tam olarak bir yıldızla karşılaşmadı ama (Emma, Alicia ve Dana dışında) yine de gözler yıldızları aradı. Nia, Alexa, Sasha ve diğer RAW yıldızlarını. Her ne kadar senaryolarını hemen harcamak istemese de WWE artık zamanı geliyor. Bu büyük performansıyla 2017'de kapatmış oldu. Bakalım Asuka 2018'de yenilebilecek mi?

EN İYİ TAKIM
USOS

     Bence bu yıl Young Bucks'ı da geçerek en iyi yıldız oldular. Tamam WWE üzerinden seçimler yapıyorum ama genel olarak baktığımızda da Uso'ları seçerdim. Ki bence hemfikirizdir. Uso'lar WWE'ye geldiğinden beri en iyi zamanlarını yaşıyorlar şu an. Tamina ile heel olarak geldiler. Daha sonra face zamanları oldu ve şimdi heel olarak devam ediyorlar. Bu aralar küçük bir face dönüşü yapıyorlar gibiler ama şimdiki Uso kardeşler gerçekten farklı. Daha iyi promo kesiyorlar, daha iyi maçlar izliyoruz. Daha önceden de izliyorduk tabi ama şimdi kariyerlerinin en üst noktasındalar. 

EN İYİ KENDİSİNİ GÖSTEREN
BRAUN STROWMAN

      En iyi yıldız değil belki gözümde ama bu yılın en iyi kendisini gösteren güreşçisi tabi ki. Braun Strowman eskinin Kane'i, Taker'ı, Andre The Giant'ı, Jorge Gonzalez'i... Wyatt ailesinin bir ferdi iken de etkileyiciydi ancak tamamiyle Bray'le ilişkisi kesildikten sonra RAW'ın en iyi yıldızlarıdan biri oluverdi. Brock, Samoa Joe, John Cena, Kane... sırada kim var? Royal Rumble şovunda da kendisini kemer maçına yazdırdı bile. Tamam belki kazanamayacak ama kesinlikle her maçta bir etki bırakıyor izleyenlerde. 

EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN
VELVETEEN DREAM

     Bu kategoriyi çok düşündüm gerçekten kim olmalı diye? Ama seçeceğim biri hem NXT'den hem de çok yaşı ilerlemiş olmamalı dedim. Tabi aklımıza bir iki isim daha gelebiliyor. Ancak bu yıl NXT TakeOver: War Games'de çıkışından dolayı aklıma direk Patrick Clark yani Velveteen Dream geldi. Kestiği promo, çıkardığı maç ve en önemlisi de daha sonra arkasından konuştabildi. Bu da önemli bir etken. O yüzden Velveteen Dream seçimimde yardımcı oldu. 

EN İYİ PROMO
MİZ

     Miz iyi güreşmesinin yanı sıra promoyu çok iyi hem kesebilen hem de satabilen birisi. Roman Reigns ve John Cena'nın promosunun yanı sıra bence bu yıl içinde az konuşulan promo Miz'le John Cena'nın üzerinde konuştuğu promo. Daha doğrusu Miz, Roman Reigns ve John Cena'nın olduğu sahneyi canlandırdınız mı? Summerslam'den sonra olan RAW şovunda "Daha ne kadar olacaksınız?". Her hafta kendi ışığını çaldıklarını düşünürken Miz kendi zamanının geldiğini belirtiyordu. Ve Barclays'den alkış aldı. Dolph Ziggler'la yer aldığı promolar da çok iyiydi. Ama bu yıl benim için en iyi promo Miz'in bu konuşmasıydı.

EN İYİ RETURN
HARDYS

      Kurt Angle, Shelton Benjamin... Bence bu dönüşlerde yıl içindeki en büyük dönüşlerden ikisi. Hatta ilk bunları düşündüm. Ama bir baktım ki asıl dönüşü unutmuşuz. O kadar yıl beklememişiz gibi, sanki hala WWE ailesindelermiş gibi aklımdan çıkmış. Wrestlemania 33'e yılın en büyük dönüşünü gerçekleştiren kardeşler Hardy'ler. Bence herkes katılacaktır bana. Herkesin Jeff'i sevdiği bir zaman olmuştur. Hatta WWE'yi çocukluğunda izleyenler bir Rey'cidirler, bir Jeff'cidirler. Ancak biliyor musunuz? WWE'de Hardy'ler yokken Matt, Jeff'e göre daha yükseldi. Hatta şimdi o yükselişini WWE'de göstermeye çalışıyor. Önemli bir dönüştü ve aslında bakarsınız en iyi dönüşler listeme girdi bile.

EN İYİ MAÇ
PETE DUNNE vs. TYLER BATE

     Bu yıl ocak ayında United Kingdom turnuvasıyla başlayan macera yıl içerisinde de gösterdi. 2 günlük turnuva bizi derinden etkiledi ve tekrardan WWE dünyası Birleşik Krallık'ın güreşini görmüş oldu ve WWE'nin daha sonraki hamleleri bu yıldızların üzerine oldu. Yıl içerisinde bir kez daha karşımıza çıktılar ancak çoğu WWE ile bağlantılarını koparmış oldu. "Tek anlaşmalı"anlaşmalarda görebiliyoruz kendilerini. Kimlerin dışında Wolfgang, Trent Seven, Pete Dunne ve Tyler Bate. Turnuvadaki final maçını mı örnek göstersem yoksa Chicago'da düzenlenen TakeOver'dan mı örnek versem? Tyler ve Pete inanılmaz bir iletişime sahip ve çok iyi kendilerini satabiliyorlar aynı NXT'de oldukları gibi. Hatta bana kalırsa küçümseniyor maç. Daha fazla konuşulması gerekiyordu. Tebrikler British Strong Style...

EN İYİ FEUD
THE NEW DAY ve USOS

     Tam olarak devam etmese dahi biraz da olsa karşımıza çıkan ve yılın bence en iyi mücadelerine dahil olan New Day ve Uso takımları... Herhalde WWE'nin en iyi takım maçlarını ardı ardına seyrettirdiği nadir olmuştur. Aslında The Bar ve Ambrose & Rollins'i de listeye eklemek lazım ama bu takımlar daha çok iyi maçlara sahiplik yaptı. Ancak New Day ve Uso'lar iyi maçlarla kalmayıp iyi bir mücadeleye sürüklediler. Bu da bizi bu şeye bağlayan en önemli etkenlerdi. Hell in a Cell maçı özellikle en sevdiğim maçlardan bir tanesiydi. Hatta daha önceden de bahsettiğim gibi bir Smackdown pay-per-view'una ana maça çıkmayı hak eden 5 kişiydi. Bunu yapamazlarsa ne zaman yapacaklardı? Elden ele kemer değişmesi, promolar, maçlar... bence on numara beş yıldızdı. 

EN İYİ DEBUT
ADAM COLE "BAY BAY"

     Dünyanın en çıkış yapan güreşçilerinden biri olan Adam Cole'u sonunda WWE'de görebildik. Sonunda dedim ama beklemiyordum açıkçası. NXT TakeOver'da beklenmedik bir şeye şahit olduk. İlk reDragon'ın birleşmesi ve takımlara saldırması ve Brooklyn şovunun sonunda Adam Cole'un gözükmesi... Beklediğimin gerçekten çok üstündeydi. Sonunda WWE, Adam Cole ile tanışmış oldu. Hatta kötü de gitmiyor. War Games'deki maçta unutulacak bir maç değildi. Belki NXT'de şampiyonluk kulvarında değil ama zamanla gelecektir. Hatta 2018 onun için iyi bir zaman. Takım arkadaşları takım şampiyonluğunu kazandı. Sıra onda mı?

Thursday, December 28, 2017

"WTF" DİYEBİLECEĞİMİZ BİR AN YAŞADIK!

@ WWE


Daha yeni bir araya gelen Shield ekibinde fiyaskolar hala devam ediyor. İlk Roman Reigns vurgun gösterirken, şimdi de Dean Ambrose...


     Geçen hafta Dean Ambrose'dan kötü haber geldi. İlk sakat olarak gösterilip acaba dışarılarda işi mi var derken iş ciddiye bindi. Dean Ambrose yaklaşık 9 ay ringlerden uzak olacak. Gerçekten şaka gibi. Tam olarak Shield'ın dönüşünün zevkini bile alamamışken şimdi de Dean'in sakatlanması büyük bir olay yarattı. TLC'de biliyoruz ki Shield'in dönüşü olacaktı. Ancak Roman Reigns menenjit gibi bir hastalığa yakalanınca Shield'in dönüş planı yattı. Onun yerine "Gold medal"ist Kurt Angle onun yerini doldurdu. Yani tamam iyi bir olay olabilir ama gerçek 3'lü Shield'ı göremedik. Ve Roman'ın yokluğunda Triple H bile onun yerine geçti. Maşallah.

Şimdi Roman Reigns döndü 1-2 ay içinde Dean Ambrose gerçekten sakatlığı nedeniyle ringlerden uzak kalıyor. Yani ne Royal Rumble'da ne Wrestlemania'da ne de Summerslam'de görebileceğiz. Çok acı bir şey. Uzun zamandan beri istediğimizi bir türlü alamadık. Şimdi bu olaylar yaşanırken bir saçma olay daha gerçekleşti.Seth Rollins ve Jason Jordan yeni RAW Takım Şampiyonumuz oldu. WWE'nin mantığını gerçekten çözemez hale geldik. Roman dururken neden Jason? Ya da Roman'ı yükseltmeye çalışıyorsan neden Seth inanılmaz alakasız biriyle takım şampiyonu olur? Neden? Biz bunu hak edecek ne yaptık? Seth bunun için ne yaptı? Jason'la iş yürür mü? Smackdown'dan geçmesinin nedeni gerçekten de Jason Jordan'ı tekli mücadelelerde görmekti. Sonuçta Chad Gable'la beraber bir takımdan çıktı. Ancak Seth Rollins biraz garip kaçmıyor mu? Bir de işin garibi yendikleri takım The Bar. Hatırlatayim Sheamus ve Cesaro. RAW'ın en iyi yarattığı takımlardan biri ve daha iyisini hak eden bir takım. Böyle saçma bir ikiliye nasıl yenilirler? Tabi, Seth Rollins'e lafım yok. Her şeyi kanıtlamış birisi. Ama sanki Sheamus ve Cesaro senaryosunda da aynı şeyi gördük. Anlaşamayan ikili şampiyon oldu. Ne tesadüf ki Jason ve Seth de öyle. İnşallah bu uzun bir sürmez.

Wednesday, December 27, 2017

4 KÖŞE KRİTİĞİ | ROH FINAL BATTLE 2017

@ rohwrestling.com


16 Aralık'ta gerçekleşen ROH Final Battle hakkında pek konuşamamıştık. Her zaman olduğu gibi yine dopdolu bir güreş ziyafeti çektik. Gelin bakalım!


     Extreme güreşlerin memleketi olan New York Hammerstein Ballroom'da gerçekleşti. Tabi insanın gözünün önüne ECW zamanlı geliyor. Elde değil gelmemesi. Nitekim olmadı da değil. ECW'nun efsanevi isimlerinden Bubba/Bully Ray ve Tommy Dreamer da vardı. 8 maç oldu ama gerçekten harbi oldu. Her maç ayrı bir keyifle izlenebilir ve ben izledim de. Tavsiye ederim eğer fikir edinmek istiyorsanız nasıl bir şov olduğunu.

 Her bir maçı teker teker anlatmaktansa böyle bir genel özet geçelim ne dersiniz? O zaman başlayalım. En beklediğim maçlardan biri tabi ki de Will Ospreay'in maçıydı ve ilk maçımız ta kendisiydi. Will'in gerçekten hayranıyım ve bence yılın en parlayan yıldızlarından birisi. WWE'de görmek ister miyim bilmem. Çünkü harcanacağını düşünüyorum. O yüzden bu şekil biraz daha devam edebiliriz. Ancak yenilmesini beklemiyordum. Tam anlamıyla ROH'un full time çalışanı değil. Ayda bir ya var ya yok. Bu yüzden de böyle birisini yenilmesini beklemedim. Hele ki Kingdom'dan Matt Taven'a. Will'in tamamiyle alacağını düşünmüştüm. 

WWE'ye Ocak ayında gelebilecek yıldızlardan ikisi War Wachine takımı. İnanılmaz bir maçtı. Hiç böyle bir yetenek beklemiyordum. Daha önceden izlediğim halde kendilerini unutmuşum. Eğer fırsatınız varsa bu maçı izlemenizi tavsiye ederim. Addiction ikilisi de tabi çok boş değil. Jay Lethal ve Marty Scurll arasındaki hikaye de bir takım hikayeleri andırmadı değil. "Ben senden ilham alıyordum ve şimdi göremiyorum" diyerekten Marty bey, Jay'i sinirlendirdi. Sonucunu da Villian katlanmış oldu. 

Takım maçlarına bakacak olursak da favori dediğim takımlar almış oldu: MCMG, Bullet Club ve Briscoes. Zaten ROH diyince kafamızda canlanan 3 takım. Özellikle Briscoe ikilisini tercih ettim mi hayır aslında ama bunda Bully Ray'e yapılan şey biraz küstahsızcaydı. Bully'nin ve Tommy'de kazansaydı hayır demezdim. Son olarak, 2 yeni şampiyonumuza gelelim. Instagramımda dolaşırken aslında sonuçları almış oldum ister istemez. Ama yine de bu izlememi engellemedi. İki güreşçi de yeni kemerlerini hak etti. Tebrikler Silas Young ve Dalton Castle. Ama Cody'nin biraz daha şampiyon olmasını tercih ederim. Ama olsun. Genel olarak güne baktığımızda keyifli ve eğlenceli bir şovu kapatmış olduk. 

Tuesday, December 26, 2017

5. NXT TAKEOVER AÇIKLANDI!

@ The Fenomen of Travaller

Bu yıl WWE, Money in the Bank şovunu en iyi 5 şovunun arasına sokmak isterken NXT'yi de unutmadı. Money in the Bank şovundan önce hemen bir NXT şovu mu geliyor? 


     Biliyoruz ki WWE'nin ana kadrosunda Big Four denilen 4 tane PPV var: Royal Rumble, Wrestlemania, Summerslam ve Survivor Series. Bu yıl ona beşincisi eklenmek istiyor. O da Money in the Bank. NXT'nin de bu stratejisiyle ilerlemesi bekleniliyor. WWE'nin Big Four'dan önce gerçekleşen şovları NXT'ye de yansıdı. 

NXT; San Antonio, Orlando, Chicago, Brooklyn bu önemli eventlerde düzenledi şovlarını. Hatta bu yıl 5. NXT şovundan önce (War Games) yerin adını almıştı. O da Houston, Texas'tı. Ancak şov önemli bir maça ev sahipliği yaptığı için War Games adına döndü. Aynı Money in the Bank, Royal Rumble, Hell in a Cell ve TLC pay-per-view'ları gibi. 

Money in the Bank şovu bu yıl en önemli bir şov olacak dedik. Yani aslında bu ne anlama geliyor? Ortak bir şov olacak. Ancak şu anda ortada bir bilgi yok tabi bu zamana bağlı olmasından da kaynaklı. Her iki şovunda mı money in the bank şovu olacak ya da kadınlar da geçen yılki gibi dahil olacak mı bu bilgiler kesin değil. Ve galiba biraz konuşmak için de erken. Ama kesin olan bir şey var ki 16 Haziran 2018'de Chicago'da gerçekleşecek. Yani bu eventi güçlendirmek için 15'ine bir NXT şovu eklenmesi düşünülüyor.

Kendi fikrime gelirsem eğer, NXT TakeOver serisinin hala dünyanın güreş sektörüne katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Büyüyen NXT yapısı hala etkisini dışarıdaki dünyaya gösteriyor ve bu konuyu konuşmamak elde değil. Yıl içinde bakarsak 4-5 tane TakeOver şovumuz var. 2016'da 4 tane, 2017'de 5 tane ve büyük ihtimalle 2018'de de 5 tane olması kesinleşti. Ama genel olarak baktığımızda ise bazen fazla bazen az diyebiliyoruz bu sayıya. Daha fazlası olsa cıvığı çıkabilir ama daha bu sayıda da kalsak tatmin etmiyor. Toparlarsam NXT TakeOver bu şekilde devam ederse her derde deva olur.

Monday, December 25, 2017

REVIVAL NEREDE KALMIŞTI?

@ WWE


Unutulan takımlardan biri olan Revival geçen hafta Pazartesi Gecesi RAW'A geri döndü.


Dash Wilder ve Scott Dawson'ın birlikteliği ana kadroda pek bir etki yaratamadı. Bu yıl WrestleMania 33'ten sonraki RAW şovunda ana kadro çıkışlarını yapan Revival ekibi New Day'e meydan okumuştu. Ve böylece RAW takımları tehdit altına girdi. Revival bence 2017 yılının takımı olması gerekirken sakatlıklarla boğuştu takım. Revival yerini Uso kardeşlerine bırakmış oldu.

Ancak bu sakatlık geride kaldı ve Scott Dawson tekrardan ringe geri döndü. Geride kalan ise Dash Wilder'ın gereksiz Main Event'te oluşu ve Rhyno & Heath Slater'la olan mücadeleleri kaldı. Hani gerçekten nasıl insan her hafta Main Event'te bu ikiliyle karşılaşır. En sonunda Main Event'i izlememe kararına kadar gidiyordum. 2 maçtan birinin zaten bu olacağını biliyorduk. Tabi Scott Dawson gelince Main Event'e dönmeyecekler gibi bir garanti yok ortada. Ama şimdilik görünen o ki RAW'da yer alacaklar. Biliyoruz ki sakatlanmadan önce Scott Dawson, ortada üçlü bir karmaşa vardı. Kimler arasında? Revival ekibimiz, Hardy'ler ve Gallows & Anderson ikilisi. Güzel bir senaryoya giderken talihsizlikler oluyor ister istemez ve kurban Scott Dawson olmuştu.

5 aylık yokluğun ardından Revival kırmızı ekibe döndü. Peki bizi neler bekliyor? Güzel şeyler... RAW'ın takım eksikliğine bir çare olacaklarını umuyorum. Çünkü Revival, beklenmeyen şeyler yaratabiliyor. Tabi, pat diye kemer maçına çıkacaklarını düşünmüyorum ama yakında bu fırsatı da yakalarlar. Ama maalesef Rhyno ve Slater'la olan bu mücadele bir süre daha devam edecek gibi. Çünkü geçen hafta Kurt Angle "Eğer böyle devam ederseniz, sizi ekibimde görmek istemiyorum" dedi. Belki de heel olacak bir takım olarak görüyorum. Ama Revival'ı ne olur face yapmasınlar! Çünkü tamamiyle heel olmayı hak eden bir ekip. NXT TakeOver'larda ne yaptıklarını biliyoruz bu ekibin! DIY ekibiyle neler yapmadılar ki! Hatta ana maça çıkamadıkları için üzülüyordum. 2 out of 3 maçı gibi birçok maçta heyecanlandırdılar ve 3'lü takım maçı da dahil olmak üzere NXT'yi NXT yapan etkenlerden yıldızlardan kendileri. Bakalım Revival'ın bir sonraki etabı ne olacak?

Friday, December 22, 2017

HYPE BROS ARTIK YOK

@ WWE


Zack Ryder ve Mojo Rawley'nin takım olarak oluşturduğu Hype Bros, 28 Kasım'da bu ilişkilerini sonlandırdılar. Geriye ne kaldı?


     Severek izlediğimiz Hype Bros ikilisini artık birlikte göremeyeceğiz. Neden mi? 28 Kasım'da Bludgeon Brothers'a karşı rövanş maçı isteyen Hype Bros, ikinci yenilgiyi alınca ilişkiyi sonlandırmaktan çaresi yoktu. Tabi bu Mojo Rawley'nin düşüncesi. Maçın ardından Zack Ryder'a saldırarak birlikteliklerini sonlandırdılar.

Takım olarak hem artısının yanı sıra hem de eksileri yok da değildi. NXT'den beri birliktelikleri vardı. Mojo Rawley'nin tek başına iş yapabileceğini düşünmeyen NXT yetkilileri çareyi Zack Ryder'ı NXT'ye çağırmakta buldu. Böylece Hype Bros'un temelleri NXT'de atıldı. Birkaç maçta olsa Mojo, şansını bireysellikte denedi ancak hiçbir getirisi yoktu NXT'ye. Ancak takım olmasına rağmen bu yıl Wrestlemania'da Andre The Giant Memorial Battle Royal'ı kazanınca elindeki kozlar biraz değişti tabi. Artık bir nedeni vardı ayrılmak için. Bunun için aradan 7 ay geçmesini bekledi ve BAM! ayrıldılar.

Ama senaryo tam tersi olsaydı bence biz izleyenler daha çok keyif alırdık. Hadi, Mojo yine o maçı kazansın ancak saldıran, yani heel olan kişi, Zack olsaydı. Ki bence daha iyi bir push kazanabilirdi yine bu ivme boyunca. Zack Ryder'ı yine Smackdown'da iyi rollerde görebilirdik. Ancak yine Mojo'dan gelen saldırılara karşı Zack Ryder yine iyi kullanılmayan yıldızlar kategorisine girecek. Şimdi Zack Ryder tek başına ne yapacak? İşte, heel olsaydı o kadar çok cevabımız vardı ki...

Mojo tek tek, adım adım yükselirken Zack Ryder için aynı şeyi söyleyemiyorum. Ama Zack Ryder'ı hafiflememek lazım. 1 kez Intercontinental, 1 kez US, 1 kez de Curt Hawkins'le Takım Şampiyonluğu kazanmış birisi. Hiç de kemeri yok değil hani. Peki, Zack Ryder'la Curt Hawkins yine beraber olsa?

Thursday, December 21, 2017

GALİBA YOLUN SONUNA GELDİK

@ WWE


19 Aralık günü "Salı Gecesi SmackDown Live" şovunda Dolph Ziggler öyle bir şey yaptı ki gerçekten mi söylüyor senaryo mu izliyoruz bilemedik. Ama galiba yolun sonuna geldik!


Dolph Ziggler, inanılmaz bir atlet. Bence gerçekten de kendisinin de dediği gibi: Ring içi en iyi yıldız. Katılırım. En kötü bu zamanın ring içi performansı olarak en iyilerinden biri diyebiliriz. Bana kalırsa en iyisi.Yani tamam Cesaro, Dean, Seth, Finn, Kevin, Sami bir tarafa Dolph bir tarafa... Son zamanlarda o kadar çok "push" almayı bekledi ki gerçekten canımızı sıktı iyi yerlere gelememesi. Sanki biz de onun için savaşıyormuşuz gibi bir his yarattı. Aynı Daniel Bryan'da olduğu gibi. Verilen görevi hakkıyla yerine getirdi ve en iyisini yaptı.

2 kez Dünya Şampiyonu
2 kez US Şampiyonu
5 kez Intercontinental Şampiyonluğu
1 kez Dünya Takım Şampiyonu
1 kez Money In The Bank kazananı
Bu sonuçlara bakacak olursak, WWE'nin onaylamadığı bir Grand Slam Şampiyonumuz var!

Clash of Champions'ta United States kemerinin yeni sahibi olmuştu ve bizi şaşkınlığa uğratmıştı. Çünkü beklemiyorduk. Ardından da WWE söyledi ki SmackDown Live'da Dolph Ziggler'ın kutlaması olacaktı. Ama kutlamanın "k"sini bile göremedik. İşin özü: "Size ne yaptıysam yaranamadım!" diyerek ringi terk etti. Biz, WWE Universe olarak onu hak etmiyormuşuz. Yani o bizim için fazlaymış. Biz ona arkasını dönmüşüz, şimdi o bize dönmüş. Kemerle gitseydi eyvallah ama öyle de olmadı. Ring de kemerini bıraktı. Aynı Mark Henry'nin ringdeki ayakkabısı ve Undertaker'ın Wrestlemania'da her şeyini bırakması gibi. İçim o kadar çok acıdı ki. Yeni bir CM Punk vakası yaşıyoruz resmen. O da WWE kemerini alıp gitmişti zamanında. Resmen aynısı. Laf söyleyemediğimiz WWE yüzünden adam gibi yıldızımızı kaybediyoruz. Hem de daha sonra fark edilmeyince yokluğu aranacak. Ha gitti ha gidecek derken galiba şimdi gitti. Geçen yıl Miz'le "Dolph kaybederse gider" maçından beri hep kuşkum var. Hem medyadaki spekülasyonlar hem de WWE'yle arasındaki durum o kadar çok içimi acıtıyordu ki elimden hiçbir şey gelmiyordu. Gerçekten kendisine iyi bakamadığımızı düşünüyorum. WWE'nin oyununa maruz kaldı. Ama WWE'den ayrılma olarak en iyi ayrılma yöntemlerden biri bence. Çok iyi bir şekilde hatırlanacak. Eğer bu yaşananlar bir oyun, bir senaryo değilse, kendi adıma ve bütün sevenleri adına teşekkür ediyorum. Keşke karşına geçip "gitme" diyebilseydim. Daha fazlasını hak ediyordun. Çok acı.

Wednesday, December 20, 2017

OCAK AYINDA YENİ İSİMLER Mİ KATILIYOR?

@ Youtube: Defiant Wrestling


PWInsider'ın haberine göre WWE'nin Performance Center'ına üç yeni ismin katılacağı iddia ediliyor. 


     WWE'nin son yıllarda her yıl yaptığı şey NXT'ye ve WWE'ye yeni enerji katmak. Ocak ayında yine yeni isimlerin katılacağı söyleniyor. Bu tabi ki hem bizler için hem WWE için yeni bir heyecan. Ama tabi bunların nasıl kullanıldığı önemli. Yeni yıldızlarımızı böyle karşılamak olmaz tabi. İşte onlar kimler mi? Çok önemli indie yıldızları Ricochet ve War Machine.

Yeni yıla yeni heyecan diyerekten WWE büyük ihtimalle kolları sıvadı. Eğer bu üç isim WWE'ye geliyorsa harbiden çok şaşırım. Tabi ki her isim WWE'nin hayaliyle amerikan güreşçisi oluyor. Ama sanki birkaç isim vardır ancak onların WWE'ye hiç geleceğini düşünmezsin ve onların kariyerini düşünerekten zaten sen gelmesin dersin. "Ya kötü senaryoya yakalanırsa?" veya yıldımız "ya yanlış kullanılırsa?". Bu her yıldızın başına gelebilecek şey tabi ama AJ Styles gibi önemli bir konuma da geçebilirsin ya da neyken ne olabilirsin: Bo Dallas gibi. 

Ricochet inanılmaz bir atlet. Aynı zamanda Lucha Underground'da Prince Puma olarak da biliniyor. Daha önceden de Ricochet'in WWE'ye geleceğini duymuştuk ama kesin değildi. Aslında bakacak olursak hala kesin değil ama PWInsider'ın çok da yanlış bir haber yapmaz. Son zamanların en iyi yıldızlarından biri ve nitekim öyle.

Diğer iki isim ise Warbeard Hanson ve Ray Rowe. Ama biz onları War Machine olarak biliriz. En iyi dünyadaki takımlardan biri diyebiliriz onlar için de. ROH'da ve NJPW'de de yaptıkları tartışılmaz. Hemen ana kadroya ya da NXT'ye mi yer alırlar bilmiyorum ama Authors of Pain ve SAnitY'le karşılaşmalarını isterim. Gerçekleşirse hayırlı ve uğurlu olsun diyelim şimdiden!

Tuesday, December 19, 2017

KADINLARDAN BİR İLK DAHA GELİYOR

@ WWE


RAW'ın ana şovuna çıkmak, NXT'nin TakeOver'ında ana şovunda yer almak, Hell in A Cell, Money in the Bank, Mae Young Classic Turnuvası, Orta Doğu'da televizyona alınmayan Kadınların Steel Cage maçı....


     Ve şimdi bir ilki daha ocak ayında yaşayacağız: İlk Kadınların Royal Rumble Maçı. WOW! Gerçekten bu günlere geldik demek. Ki geç bile kaldık. WWE'de son yıllarda kadın erkek eşitliği artık çok ön planda. Aslında sadece WWE'yi içine almamak lazım. Kadınların yer aldığı spor dallarındaki yükselişi görmemezlikten gelemeyiz. Serena Williams, Ronda Rousey gibi isimleri söz etmezsek ayıp olur. Ve Dünya'daki kadınların yükselişi 2015 yılında WWE'ye de uğradı. WWE'de artık kadınların da gerçekten yer aldığı bir dönemdeyiz. Ne 3-4 dakikalık maçlar, ne manken olarak gözüken Diva'lar...

Her şeyi kim başlamıştı diye sorsanız çok zor? Gerçekten. Lita ve Trish'ten bahsedebiliriz, Mae Young'ı almamak ayıp olur, AJ Lee, Paige, Beth Phoenix, Four Housewoman... ve daha nice isimler. Bu isimler bugüne getirdi ve daha ileriye taşıyacak isimler olacaktır. Tek bir isim söylemek gerçekten çok güç. Bugüne kadar kim WWE'de yer aldıysa az çok hakkı vardır. Aynı şekilde "ne zaman başladı?" sorusunun cevabını vermek de çok zor. Ama son zamanlarda en çok belirgin olan şey NXT TakeOver: Brooklyn'deki Sasha ve Bayley maçı. Her şey o günden sonra baya değişti diyebiliriz. Tekrardan kadın güreşçiler olarak isimlerini yazdırdılar kağıda. Wrestlemania 32'de Diva kemerinden kurtularak yeniden Kadın Şampiyonluk Kemeri'ne kavuştuk. 

Dün Monday Night RAW şovunda Stephanie McMahon öyle bir açıklama yaptı ki bütün WWE sevenlerini mutlu etti. 28 Ocak'ta tarihte ilk kez Kadınların Royal Rumble maçına şahit olacağız. Ve kazanan en büyük şov olan WrestleMania'ya şampiyonluk maçı hakkı kazanmış olacak. Kadınların yapmadığı herhalde sadece WrestleMania'da ana maça çıkmak kaldı. Tebrikler! #WomensWrestling

Monday, December 18, 2017

GENEL İNCELEME | CLASH OF CHAMPIONS 2017

@ WWE

Yılın son pay-per-view'su olan Clash of Champions dün gerçekleşti. 6 maça sahip olan şovda bakalım neler olmuş? 



@ WWE
UNITED STATES CHAMPIONSHIP  Günün bence en iyi maçlarından ikisinden biriydi. Eğri oturup doğru konuşalım. Dolph Ziggler'ın bu maçta işi olmaması gerekiyordu. Bir cumartesi günü WWE açıkladı ki bu maç üçlü tehdit maçı olacak. Ancak o günden beri de çok da aman aman hareketlenmeler olmadı. Ama maça bakarsak eğer iyi bir maçtı. Genelde zaten 3'lü veya 4'lü maçlar çok kötü olmaz ve olmadı da. Gelelim sonuca, hiç beklemiyordum. Dolph Ziggler, yeni United States şampiyonu oldu. Baron Corbin'in kemeri tutacağını düşünüyordum ancak WWE ilk maçta şaşırttı beni. Hem End of Days hem Zig-Zag aynı anda oldu diyebiliriz ama tabi görüntü olarak tam istenileni alamadık ama alkışlanacak bir hareketti. Tebrikler Ziggler!


@ WWE
TAG TEAM CHAMPIONSHIP "This is awesome"ı hak eden bir maçtı. Eğer yanlış duymadıysam seyirci bu maçta söylemedi. Ancak söylediyse de kaçmış diyebilirim. WWE'nin Smackdown takım kadroları gerçekten işi biliyor. En iyi takımlar birlikte iyi iş yapıyor diyebiliriz. Usolardan, New Day'den, Rusev ve English'den ve Benjamin & Gable'dan zaten daha ne beklenebilirdi ki? Fatal Way sistemiyle yürüyen takım maçı gerçekten iyi bir kombinasyon sağladı. Günün en beğendiğim ikinci maçıydı. Bitmek bilmeyen Super Kick'ler ve Chad Gable'ın German Suplex'leri... Bir ara acaba Rusev'ler mi kazanacak dedim ama yine Uso'lar kemeri korumasını bildi. Ki Uso'lar bu tempodayken kaybetmemesi gereken bir takım. Hatta bir gün Uso'ların şampiyon olduğu bir pay-per-view'da ana maça çıkmasını isterim. Çünkü hak ediyorlar. 


@ WWE
WOMEN'S CHAMPIONSHIP Charlotte ve Natalya son kez mi bilemiyorum bir kez daha aynı ringe çıkıyorlar. Bu sefer Lumberjack maçında... Lumberjill değil Lumberjack maçında... Maçtan keyif alamadım nedense. Bu kadar iyi iki güreşçiden o tadı alamadım. Smackdown kadın kadrosu da dışarıda ne yapacağını şaşırdı. Bir Naomi'nin tarafı çok belliydi. Diğerleri burada elma desen, oraya gelecek. Gerçekten Lumberjack'ler durumu karıştırdı. Hatta daha fazla dışarıda karışmasını bekledim. Kaos azdı. Eğer direk birebir maç olsaydı daha keyif alabileceğimi düşünüyorum. Bence maçtan sonra olan konuşma daha etkiliydi. Natalya'nın ağlamaları ve titreten konuşması... Natalya ayrılıyor mu? Eğer ayrılmayacaksa neden öyle bir konuşma dinledik? Natalya'yı dinlerken eskiden Victoria'nın Smackdown'da yaptığı veda konuşması geldi aklıma. Aynı o duyguları hissettim. Ve arkadan biraz geç de olsa seyirciler "Güle güle" marşı söyledi. 


@ WWE
BREEZANGO | BLUDGEON BROTHERS Günün en anlamsız maçlarından biriydi. Maçın kazanacağının kimin olacağı çok belliydi. Evet bu maçlar olmaması mı gerekiyor? Hayır. Ancak Daha iyi bir eşleşme olabilirdi. Bize yansıttığı hiçbir iyi tarafı yoktu Harper ve Rowan'ın ve aynı şekilde Fandango ve Tyler Breeze'in de. Ascension dururken neden Breezango? Tamam, Ascension'ın da yenmesini beklemezdim ancak göz var nizam var! Tabi, Bludgeon Brothers hakkında da konuşmak gerekir. Daha ne kadar şaklabanlık rolü üstlenecekler? Ne halden ne hale düştüler. Bu gimmick dediğimiz karakter hiçbir şey ifade etmiyor benim için. Ama yine de küçük bir push alıyorlar. Bakalım sıradaki macera takım kemeri mi olacak?




@ WWE
NAKAMURA & ORTON | OWENS & ZAYN Geçen hafta beklenmedik bir gelişme yaşanmıştı. Shane McMahon öyle bir maç şartı ekledi ki acaba mı dedik. Ancak bu hafta içi çıkan bir haberle bu heyecanımızı yitirdik. Neden mi? Shane, eğer Kevin ve Sami yenilirse bütün WWE'den ayrılacağını söyledi. Yani, Smackdown'dan ayrılsalar bile ne RAW gidebilirlerdi ne de bir başka yere. Korkutmadı değil, ancak bu hafta içiyle beraber yeni bir turnuva haberi geldi ve katılımcılardan biri Sami'nin olduğu açıklanınca bütün maçın üzerindeki etkisi gitti. Adil olsun diye Daniel Bryan da ikinci hakem olarak maçta yerini aldı. Ama aynı ringin içinde iki hakem nedir arkadaş? Neden olduğu belli oldu ama yine de saçmaydı. Bu maçın üzerinden Daniel Bryan tarafını seçmiş oldu. Tekrardan otoritenin karşına geçmiş gibi oldu. Ve hatta heel tarafı Daniel Bryan'a merhaba demiş bile olabilir. Keşke bu yıl Daniel Bryan'ın ringe olan yolculuğun başlangıcı olsa. Maça dönersek pembe diziydi mübarek. İhanetler, ihanetler... Bakalım Shane, Randy ve Shinsuke nasıl bir cevap verecek? Yoksa, Genel Müdür'ün sonu mu geliyor?


@ WWE
WWE CHAMPIONSHIP Lütfen bu ikilinin arasındaki son maç olsun! AJ Styles, artık Jinder Mahal'e olan üstünlüğünü gösterdi. Daha devamı cacık olacaktır. AJ gayet net bir şekilde temiz bir galibiyet aldı. Ancak şunu söylemem gerekir ki neden Jinder Mahal, sanki Brock Lesnar'dı? Neden? AJ neden o kadar uçtu? Neden AJ Bu kadar pasif kaldı maçta? Babam pasta yapmasını nereden öğrendi? Gibi gibi sorular... Geçen SmackDown Live şovunda da Singh kardeşlerin saçmalığı da çabası? Yani gelip Amerikalı'ya yardım etmeyecekleri belli. Neden uzattınız bu kadar barışmayı? Sanki bir dizideyiz ve "gel el sıkışalım" diyorlar. Live şovlarda bu düellonun devam edeceğine dair haberler var ama inşallah doğru değildir ve ikisi de ayrı yola giderler. Gerçi Jinder Mahal bu yoldan sonra nasıl bir yol çizer bilemem. Ama AJ'ye kesinlikle yeni bir rakip gerekiyor! 

Friday, December 15, 2017

ABSOLUTION VS THE RIOTT SQUAD

@ Bleacher Report


Gün geçmiyor ki aynı senaryolara maruz kalmayalım. Hadi yine bazı zamanlar vardır geçmiştir onun alt yapısı. Ancak şimdi hem aynı dönem hem aynı şeyler...


     RAW ve SmackDown Live tarihinde herhalde hiç bu kadar eşi benzeri bir senaryo gerçekleşmedi. Hem aynı zamanda hem de aynı konular işleniyor. Hani sınavlarda bir konuyu bilmezsen yanındakinden bakarsın ya, aynı o hesap. RAW çalışmış çabalamış, SmackDown da kopyasını çekmiş. Neden mi bahsediyorum? Absolution ve The Riott Squad.

Bir işin adabı vardır yaparken. Böyle RAW'a Paige döndü ve heyecanlandırdı bizi. Paige hem de yalnız dönmedim diyince küçük bir iki saniye bile düşündürdü "Kimle dönmüş olabilir?" diye. Sonya Deville ve Mandy Rose ana kadroya çıkışını gerçekleştirdi. Kadınların Shield versiyonu gerçekleşiyordu. Aslında bunu Divas Revolution zamanında da gördük. Paige, resmen ablalık yapıyor yanındakilere. Charlotte ve Becky'di bir önceki talebeleri. Tabi şimdikilere göre Team PCB işin uzmanıydı bile diyebiliriz. Çok iyi bir üçlü müydü tartışılır ama o enerji bize geçiyordu.

Mavi tarafa baktığımızda ise ilk hafta böyle bir iyiyle kötü arasında gidip geldik. Naomi'yle olan sahnesinde ilk Ruby Riott'ı gördük. Ve gerçekten heyecanlandım o saniyede. Ruby de arkadaşlarını tanıttı. Ve o saniye dedim ki "Bu iş olmaz!". Bence hala eksiklikleri var grubun. Bir kere Liv Morgan, baştan hatalı bir seçim. Sen nasıl çok iyi gözüken bir karakteri heel yaparsın? Kızın içinden heel geçmiyor. Bayley'de bile bir potansiyel görebiliyorken Liv Morgan'da onu hissedemiyorsun bile. Sarah Logan için de aynı şekilde. Bir eksiklik var. Aksanı bir kere çok biz yabancılara komik geliyor olabilir. Bence zaten Amerika'nın içinde de dil farklılığı seziliyor.

Gruplardaki kişi adeti ve senaryo bakımından her şey aynı. Her hafta RAW ne yapıyorsa SmackDown Live grubu da aynı şeyi yapıyor. RAW'da da Absolution, RAW kadın güreşçilerine karşı - SmackDown Live'da da The Riott Squad, SmackDown kadın güreşçilerine karşı. Bir farklılık olmalı bu işte. Bir taraf bir yerden kurtulmalı ki biz de onu izlemenin bir nedeni olsun?

Thursday, December 14, 2017

YENİ BİR TURNUVAMIZ VAR!

@ WWE

Dün WWE'nin yaptığı açıklamaya göre, 16 Ocak'tan itibaren yeni bir turnuvamız var: Mixed Match Challenge


     Bu seride hem RAW yıldızları hem de SmackDown Live yıldızları karışık bir şekilde yer alacak. Şöyle bir düşünelim Braun Strowman'la Nia Jax, Shinsuke Nakamura'yla Asuka gibi, Randy Orton'la Sasha Banks gibi takım halinde karışık bir maç izleyeceğiz bu turnuva içerisinde. Bu seride bazı yıldızlar belli oldu bile. Becky Lynch, Braun Strowman, Sasha Banks, Shinsuke Nakamura ve Sami Zayn ve dahasının olacağının bilgisi netleşti. Bu da demek oluyor ki bu pazar günü Sami ve Kevin WWE'den ayrılmıyorlar... Pro Wrestling Sheets'in haberine göre gerçek hayattaki ilişkileri görme ihtimalimizin olacağına dair söylentiler var. Naomi ve Jimmy Uso gibi, Rusev ve Lana gibi isimlerin ortak ringi paylaşacağını söyleyebiliriz. Ama net tabi bir şey yok. Bir başka düşünülen şey ise şu anda gördüğümüz senaryonun devamı olarak Nia Jax ve Enzo Amore'nin bu turnuvaya dahil olacağı yönünde.

Bunu ne zaman öğreneceğiz? Kesin konuşmak gerekirse, 4 Ocak Perşembe günü bu kombinasyonların dağılımını öğrenmiş olacağız. Kimler turnuvada yer alıyor, kim kimle beraber olacak gibi şeyler bu tarihte belli olacak. 16 Ocak dedik ama zaten o gün iki şov yok mu? 16 Ocak, salı gününe denk geliyor. Haliyle SmackDown Live ve 205 Live şovları var. Nasıl çözüm buldular? SmackDown Live şovu bittikten sonra WWE, Facebook'ta yeni bir akım oluşturarak bu yeni turnuvayı vermeye başlayacak. WWE Network büyük ihtimalle bu turnuvayı canlı olarak vermeyecek. 205 Live şovu ise durumu şu an belirsiz gibi. Ama net bir şey var ki bu turnuvadan sonra verilecek 205 Live. Canlı olma ihtimali hala var şovun ama SmackDown Live başlamadan önce de çekilip o saatte verilme ihtimali var. Yakında kokusu çıkar zaten. 

12 bölümlük olacak bu seriye aslında biraz heyecanlıyım. Bu turnuvanın kazanan ikilisi ödül olarak "kazananın seçtiği bir kuruma bağış yapacak". Turnuvanın ödül miktarı ise 100 bin dolar. Maşallah. 1 kişi hariç bütün turnuvaya katılacak olan adaylar belli. Bu da heyecanlanmaya etken olan şeylerden biri tabi. Son eklemek istediğim şey ise; bu Mixed Tag Team olarak adlandırdığımız turnuva cinsini bence her hafta olmasa bile belli bir süre bu maçı görebiliriz. Bu bence olması gereken ve güzel bir maç türü. Yani, tamam ikili olarak eşlerimiz yok ama en son galiba Roman ve Sasha, Rusev ve Charlotte ikili olmuştu. Bu maçı da 16 Ekim 2016'da izlemiştik. Buna da bir maşallahınızı alırım. Çift değiller ama bu tarz maçları daha fazla görebileceğimize inanıyorum.

Wednesday, December 13, 2017

GÖZÜMDEN KAYAN İKİ YILDIZ

@ Pinterest


Fashion Files'ın yıldızları Tyler Breeze ve Fandango, bu hafta sonu Clash of Champions'ta maça çıkacak. Ancak ondan önce konuşmamız gereken bir-iki konu var.


     Daha çok arka planda görmeye başladığımız Fashion Files ekibi beni şaşırtmaya devam ediyor. Neden mi? Ekipten Tyler Breeze, dayanamayıp WWE fanlarına sitem ediyor ve çoğu fanla argümana giriyor. Bazı alıntılarda diyor ki: "Kadroda çok fazla güreşçi var." İnanırım doğru, daha sonra ekliyor ki "Her hafta hepimizin çıkması mümkün değil. İçimizde bir yarış var" Bu da doğru. Ama olay şurada patlak veriyor. "Biz Fashion Files'la beraber her hafta Smackdown Live'dayız. Sizler için kendimizi riske atıyoruz ve burada can var." tarzında tweetler atıyor. Bunu bu kadar yıl sonra aklına getirip söyletmen bence çok karaktersizlik belirtisi. Evet, bunu söyleyen tek o değil. John Cena da söyledi ve daha nice yıldız bunun bilincinde. Hatta bunu dünyanın her yerinde kim nerede güreşiyorsa bunun bilincinde. Ancak bunu söyleme biçimi vardır? Karşındaki insan bunu nasıl anlar? Biraz empati ekler konuşmasına ve bir şey söyleceksen hele ki fanlarına bunu birkaç kez düşünmesi gerekir. Ancak Tyler Breeze böyle yapmadı. "Pardon, sen de uzmandın!" diyerek fanlarına öyle yaklaşıyor. Kendinden utanmalısın Tyler Breeze. Deneyimli ve profesyonel bir kişi bunu yapmaz. 

Seda Sayan'ın Erol Köse'ye yaptığı atar gibi: "Sen kimsin be?" Belki de daha iyi tavrın olsaydı daha iyi bir yerde olacaktın. Gelelim Fandango'ya. O da daha önceden çekilmiş Ride Along programının yeni bölümüyle suskunluğunu bozdu. "İlk gördüğüm andan beri, Kofi Kingston'dan nefret ediyorum." Bu aslında doğal bir şey. Herkes, herkesi sevmek durumunda değil. Ancak kurgu mudur bilemeyiz ama söylemesi irrite etmek değil de kötü hissettirdi. 2010'dan beri WWE'nin hayatında diyebiliriz. Ama daha önceden de WWE'yle geçmişi var, yok değil. İlk gördüğünden beri sevmiyormuş falan filan. Fandango'ya da sen kimsin? Diyesim geldi. Daha Wrestlemania'da Chris Jericho'yu yendiğine dua etmelisin her gün. Nasıl yendiğine de kimse hala anlam veremedi. Ancak dediğim gibi saygı çerçevesinde, eğer ikisi de işini düzgün yapıyorsa sorun yok. Gerçi sadece sevmediğini söyledi. Dağlara göklere taşmadı konu.

Ve bu iki kişi bu hafta sonu Clash of Champions'ta Bludgeon Brothers'ın rakibi olacak. Haydi bakalım, kim bu ikilinin yanında olacak?

Tuesday, December 12, 2017

FINN BALOR WWE'DEN AYRILIYOR MU?

@ WWE


İlk Universal şampiyonu olan Finn Balor tarafında işler kesat gidiyor. Bence bunun sonu hayra alamet değil...


     Geçen yıl Summerslam'de Universal Şampiyonluk maçına çıkan Finn Balor, Seth Rollins ile karşılaşmıştı. Maçın sonunu sakatlanmasına rağmen bitirebilmişti. Ancak döndüğünden beri tempo tutturamayan İrlandalı güreşçi baya bir düşüşe geçti. 2014 yılında WWE'ye katılan Finn Balor, geçen ay ayrılacağına dair haberler çıktı ve bu haberleri yalanladı. 

Döndüğünden beri "kaldığım yerden devam edeceğim" diyen eski Universal şampiyonu, şans bir türlü WWE tarafından verilemedi. Çok kötü senaryoların içine girdi. Önce Bray Wyatt - ilk kez çok iyi başlarken sonradan cılkı çıkması -, sonra Elias, sonra Kane ve şimdi Miztourage? Daha böyle ne kadar gidecek biz de bilmiyoruz ama bu şekilde de devam etmemeli. Ne güzel hayallerimiz vardı, Bullet Club bir şekilde geri dönecek mi diye? Daha doğrusu AJ Styles bunu başardı ancak Finn Ballor'lı bir Club göremedik maalesef. Bray Wyatt'ın hastalığı çok iyi bir maç getirmişti bizlere. Bu yılki TLC şovunda izlediğimiz "AJ Styles vs. Finn Balor" maçı. Maçtan sonraki "Too Sweet" hareketi bence iyi bir güreş izleyiciyseniz, hareket her şeyi anlattı.

Şimdi Finn Balor'un hayranları da "Finn Over" diye hashtag'ler, tweetler, pankartlar paylaşıyor. Yanlış hatırlamıyorsam ve bu doğruysa Finn Balor bir pankartın üzerinde farklı bir dilde (Uzak Doğu dillerinden bir tanesi) Finn Over yazan pankartı imzalıyor. Ve tabi deneyimli yıldız bunu bilmiyor diye tahmin ediyoruz. Ki bilse de ne yapabilir? WWE'nin şu andaki bütün Finn Balor senaryosu bitti büyük ihtimalle ve ne yapacaklarını bilmiyorlar. Her hafta farklı bir rakip çıkartıp deneme tahtası gibi bir şeyler denemeye çalışıyorlar. Bu da çok yanlış. Twitter üzerinden de belli spekülasyonlar yaratıyor Finn Balor. Her zaman Universal Şampiyonluk maçını hak ettiğini, ki hak ediyor, ve çoğu zamanda WWE yönetimine şakayla karışık gönderme yapıyor. 

Acaba Demon Finn Balor'ı her zaman görsek daha mı iyi olur? Çünkü WWE'nin taze Finn Balor'la yapacak hiçbir şeyi yok. Bakalım ilk Universal şampiyonu bu ezilmeye ne kadar dayanacak?

Monday, December 11, 2017

İŞLER ONUN İÇİN PEK İYİ GİTMİYOR

@ WWE


Haberlere göre, "Celtic Warrior" Sheamus'ın durumu ciddi. Ancak hala sağlık kontrolünden geçebiliyor.


     Geçen haftanın başında sakatlanan İrlandalı güreşçi bir açıklama yaptı ve o açıklamada spinal stenosis diye adlandırılan bel kemiğine ait bir kanalın daralması oluşmuş. Bu da WWE yıldızlarının ciddiye alması gereken bir sakatlık. Daha doğrusu yapılabilecek pek de bir şey yok. Bu sakatlık daha önceden önemli yıldızların kariyerini bitirdi. Stone Cold Steve Austin ve Rated-R Superstar Edge'den bahsediyorum. Teşhis konulduktan sonra WWE'nin direk yıldızlarıyla konuşup kariyerlerinin bitirmesi gerektiğini söyledi. Daha Edge'in 6 yıl önce sonki Wrestlemania'da yaptığı maçın ardından ring içi devam edemeyeceğini açıkladı. Dün gibi ne kadar üzüldüğümüzü hatırlıyorum. Daha yeni şampiyon olmuştu ve sakatlığından dolayı kariyerini sürdüremedi.

WWE RAW Takım Şampiyonlarından biri olan Sheamus'ın durumu gerçekten ciddi. Bu durumu görmezden mi getiriyorlar bilmiyorum ama WWE Sheamus'ı baya baya maça çıkartıyor. Geçen hafta WWE live event'inde kafes maçına çıktı ve bugünkü RAW şovunda da bireysel maça çıkacak.  Bu sakatlığın en büyük özelliği ise yaş ilerledikçe o kadar ciddileşiyor. Belki de Sheamus'ın son zamanları olacak. Bu kadar iyi bir tempo tutturmuşken, bedenin ters tepmesi gerçekten sinir bozucu. Bir nevi Daniel Bryan'da da gördük bunu. Sakatlığından dolayı güreşmeyi bırakmak zorunda kaldı. En azından WWE'de. Doktor iyi dese bile WWE güvenmiyor. Sheamus şu anda tedavi görmekte ve bu sakatlığın önüne geçmenin bir yolunu bulur. Yakında 40 yaşına basacak olan deneyimli güreşçiye geçmiş olsun demek düşer.

Friday, December 8, 2017

WWE, RONDA ROUSEY İLE ANLAŞTI MI?

@ Forbes


USA Today'e göre, eski UFC dövüşçüsü Ronda Rousey'nin WWE ile anlaşmasına az kaldı.


     Ultimate Fighting Championship'de, UFC, rekor üzerine rekor kıran Ronda büyük ihtimalle kafes güreşinden ayrıldı. Bilindiği gibi 13 kez yenilmezlik serisi sahibi olan Ronda Rousey'nin UFC'de kariyeri noktalandı gibi. Neden mi? UFC 193'de çok farklı bir şekilde ve hatta beklenmedik şekilde Holly Holm'e yenilen Ronda, bizleri şaşkınlığa uğratmıştı.  Ve hatta o kadar kısa bir sürede mağlup olmuştu ki Bantamweight şampiyonluk kemerini kaybettiğini unuttuk. Uzun bir süre medyanın karşısına çıkamayan UFC dövüşçüsü, yaptığı açıklamada geri dönüp o kemeri alacağını söylemişti. Bu da baya bir zaman alarak neredeyse 1 yıl sonra kafese çıktı. Rakibi Amanda Nunes'di ve maçtan mağlup ayrılarak son maçına çıkmış oldu. Bu maçından sonra da Dana White'ın Ronda ile düşünceleri artık bitmiş. O günden bu güne dek Ronda'nın UFC ile birlikteliği hakkında hiçbir duyum alamadık. 

Ronda'nın WWE sevdalısı olduğunu biliyoruz. Bunu daha önce de Wrestlemania'ya çıkarak kanıtlamıştı zaten. WM 31'de Triple H, Stephanie McMahon ve The Rock ile ağızları açık bırakan bir segment olmuştu. Acaba mı demiştik? UFC'de o zamanlar durumu stabildi. Ve UFC'nin müdürü Dana White sadece 1 defalık olduğunu söylemişti. Triple H'in Ronda ile arası iyi olduğu için onu daha çok WWE'de göstermek istiyordu. Summerslam için görüşüldü olmadı, 1 yıl sonra yine Wrestlemania için konuşuldu olmadı. E artık bitti dedik. Ancak zaten Ronda'nın da UFC ile bittiği zamana denk geliyor gibiydi. Bu süreçte de tabi Ronda boş durmayarak filmlerde yer aldı. Ta ki UFC'nin Fourhorsewoman'ı Shayna Baszler'ın WWE'ye turnuva için katılacağını öğrenene kadar.... Shayna, Mae Young Classic'e katılınca Ronda'yı da görmeye başladık. Yakın arkadaşını desteklemek amacıyla bütün Fourhorsewoman arkadaşları yanındaydı. Ve yine doğan dedikodulara göre WWE'nin Fourhorsewoman'ı karşısında UFC'nin Fourhorsewoman'ı bir yerde karşılaşacak ancak o zamanı bekliyoruz.

Ronda Rousey'nin WWE ile anlaşmasına gerçekten az kaldı. Artık son maddeleri konuştuklarına dair iddialar ortaya çıktı ve bu da büyük ihtimalle doğru. İmza atmasına kısa bir süre kalan Ronda Rousey'i WWE'de göreceğiz gözüküyor. Beklenilen maçta yaklaşıyor tabi. Wrestlemania'da "WWE's Fourhorsewoman vs. UFC's Fourhorsewoman" görmeye hazır mıyız? Her ne kadar çok Ronda'yı sevsem de bu maç için düşüncelerim pek iyi değil. WW'nin yıldızları harcanıyor olacaktır... Bekleyip göreceğiz!

Thursday, December 7, 2017

ŞAKA MI BU?

@ WWE


Hayır, değil. WWE Clash of Champions'a sayılı günler kaldı. Ancak bu kadar çok yaklaşmışken bu tarz bir hareket WWE sevenlerini üzmedi değil.


     Geçtiğimiz günlerde WWE bir açıklama yaptı. Bu açıklama Clash of Champions'a dairdi. 3 maç tanıtıldı. Bunlar beklediğimiz şeyler tabi. Olabilitesi mümkün şeyler. Zaten Clash of Champions'ta AJ Styles, WWE kemerini Jinder Mahal'e karşı koruyacağını biliyorduk. Yeni maçlar eklendi ve 3 maç da kemerler hakkındaydı. 

* Charlotte(c) vs. Natalya
* Baron Corbin(c) vs. Bobby Roode vs. Dolph Ziggler
* Usos(c) vs. New Day vs. Gable & Benjamin

Ancak bu Smackdown Live şovundan sonra yapılan açıklamaya göre SmackDown Live Takım Kemeri 4'lü takım maç olarak değiştirildi ve maça yeni takım Rusev ve Aiden English ikilisi eklendi. Aynı gün başka şaşırtıcı bir olay gerçekleşti. Bir takım maçı olacağı ve Kevin Owens - Sami Zayn kariyeri ortaya atıldı. Hem de Randy'nin seçeceği partneri de belli oldu. E haliyle Shinsuke Nakamura hemen ortaya atladı ve yardım etmişti. Bu maçta bir önemli şey daha var ve özel hakem maçı adı altında olacak. Ve özel hakemimiz de SmackDown Live müdürü Shane McMahon. Şaşırdık mı? Hayır. Ama bu maçı duyunca gerçekten üzüldüm. Böyle bir maçı görmeye hakkımız yok. Belki gerçekten gitmeyecekler. Belki bu sadece bir oyun ama bunun şakası bir çok korkunç. İnsan aklına "Ya gerçekten giderlerse?" demesine yol açıyor. Korkmuyor da değilim artık. Bazı haberlere inanıp ve çoğu da gerçek, "giderler ne olur?"u aklımıza getiriyor. Çok iyi iki güreşçi Sami ve Kevin. Bunun hakkını maalesef alamıyorlar. SmackDown Live ikisi için de iyi gitmiyor. Bir şekilde kazancaklardır diye tahmin ediyorum. İkisini böyle bir senaryo aracılığıyla gideceğini sanmıyorum. Giderlerse bırakıp giderleri. Ya da kaybedecekler ve Daniel Bryan bir şekilde Shane'e karşı çıkıp geri döndürecek. Bu da olası bir seçenecek. Ama bunları görmek ve duymak beni çok da mutlu etmiyor. Allah bizim yanımızda olsun ve gitmesinler.

Wednesday, December 6, 2017

HER GÜN RUSEV GÜNÜ

@ WWE.com


"Bulgarian Brute" Rusev için her gün Rusev günü... Ki bazı yıldızlar da öyle düşünüyor. Peki WWE, Rusev Günü'nü hak ediyor mu?


     Birçok yıldız gitti, geldi. Birçok yıldız harcandı ve yükseldi. Ancak böyle bir zamanda, ki zamanın nesi var, bu yıldız harcanmamalı. Rusev'i hatırlarsanız, WWE'ye ilk geldiğinde gerçekten olay yaratmıştı. Olay derken büyütmemek lazım ama bir yenilmezlik serisi vardı. Hem de bu serinin içinde United States Şampiyonluk kemeriyle de süslemiş oldu.

Tabi ilk geldiğinde herkes hatırlıyordur. Kendisini Lana ile beraber "Rusya'nın Kahramanı" oluvermişti. Rusya için savaşıyordu her ringe çıktığında. Tabi bu da bir süre yedi ve daha sonra Mayıs 2016'da Bulgar olduğunu herkese söylemiş ve göstermiş oldu. Nasıl artık transfer olduysa? 

Birçok karşılaşmaya girdi ve Lana ile inişli çıkışlı senaryolara girdi ve "The League of Nations" adı altında bir gruba katıldı. Çok kötü hikayelere maruz kaldılar. Wrestlemania 32'den kısa süre sonra grup dağıldı ve herkes bireysele döndü. Sonra tekrardan Lana ile birleşmesi gerekti Rusev'in ve öyle oldu. Hatta hatırlarsınız fanların ve Lana'nın evlenme paylaşımı bütün senaryoyu değiştirmesine yol açmıştı. Ve tekrardan birlikte oluverdiler. Aslında sonrasında da pek çok şey yaşandı diyebilir miyiz bilmiyorum. Brand'ler geri dönünce de RAW'da kendisini buldu ve United States kemerini kazandı. Bu yılki Superstar Shake-Up ile Smackdown'a geçmiş oldu. O günden beri pişmanız.

RAW'da kalsaydı ne olurdu bilmeyiz ama Smackdown Rusev için pek iyi gitmiyor. "Her gün Rusev günü" gibi bir trend yakalaması var ama bu ne kadar gider pek de bir fikrimiz yok. Aiden English, Simon Gotch ile ayrıldıktan sonra Rusev ile takım olasılığına girdi. Bana kalırsa bu hiç iyiye bir işaret değil. Rusev gibi bir yıldızın bireysel mücadelelere girmesi gerekiyor. Hatta US gibi bir kemere tekrardan sahip olması iyi olurdu. Hatta onu kazanmasa bile bir WWE kemeri yarışına girmesi gerekir. Kazansa da hakkıdır. O yüzden bu takım olayında maalesef WWE'nin yaratıcılığının ürünü olarak görüyorum. (Kötü anlamda) Ama bu takım onun yükselişi demekse arkasındayım. İyi, Rusev'li günler...

Tuesday, December 5, 2017

HA "BROKEN" HA "WOKEN" NE FARK EDER Kİ?

@ WWE


Artık Matt Hardy'nin kendini yenilediği zamana geldik. Evet gerçekten inanılası gelmiyor ancak vakit geldi.


     Bu pazartesi gecesi RAW şovunda Matt Hardy'i artık yeni kişiliğiyle gördük. Uzun zamandan beri olması gereken olayı ancak yıl sonuna yaklaşmışken görebildik. Nisan ayında geri dönen Hardy kardeşler, telif hakkı nedeniyle eskiden nasıllarsa öyle döndüler WWE'ye. Team X-treme diyebileceğimiz zamanda nasıllarsa Wrestlemania'ya öyle döndüler. Ama zamanı mıydı?

Hardy'ler WWE'ye geri dönünce yeni bir karakterler dönmeleri nasıl olurdu bilemeyiz. Aslında kötü de olabilirdi. En kötü ilk döndüklerinde asıl müziklerini duymak önemliydi bence. Wrestlemania'da Hardy kardeşlerinin müziğini duymak paha biçilemezdi. Daha dün gibi nasıl heyecanla yerimden kalktığımı hatırlıyorum. O yüzden Wrestlemania'dan sonra belli bir süre onu taşımaları gerekirdi. Ama o kemeri kaybettiklerinde "Broken" olayı doğabilirdi WWE'de de. Ancak telifler nedeniyle bu baya sarktı. Hatta hala bile "Broken" kelimesi WWE'ye bağlı değil. Ancak çok yaklaşmalar olduğu için o kelimeyi bırakıp "Woken"a geçiş oldu. Zıt kelimeler olsa dahi bence Hardy'nin artık değişmesi gerekiyordu. Zamanı geldi de geçiyordu. Michael Cole'un da dediği gibi geçen hafta "Matt Hardy'nin bozulmasını mı görüyoruz?" dediği anda acaba "Broken" yerine "Breakdown" kelimesini mi kullanacaklar dedim ancak "Woken" kelimesi çoktan seçilmişti bile. Kelime oyunu olsa bile Matt Hardy istediği gibi canlandırabilecek mi acaba karakterini? "Kırılmış, yıpranmış" kelimesi yerine "uyanık" karakterine geçen Matt Hardy nasıl yansıtacak karakterini? Bu arada yeni kelimemiz "Woken", WWE'ye ait olmuş bile. Bu yüzden bütün hakları kendisinde tutmak istiyor. 

Jeff Hardy sakatlığından dönünce de büyük kardeşi Matt'e dahil olması bekleniliyor. Bir şekilde ailesi katılmasını da isterdim açıkçası. Reby olsun, oğlu olsun... TNA'deki gibi büyük ihtimalle istenileni veremeyecekler tam ama ben yine de ümitli olmak istiyorum. Çünkü Matt Hardy son zamanların yaşına rağmen en büyüğen ismi sektördü. Kendisini tekrardan "ben varım, ben ölmedim" dedirttirdi ve bence bu büyük bir şey. Her hafta acaba bu hafta mı olacak derken bu hafta Bray Wyatt ile olan promosu paha biçilemezdi. Çok eğlendim izlerken. Ya Michael ya Corey haftaya Matt'i göreceğimizi söyledi. Peki gerçek Matt Hardy kim?
- delete

Monday, December 4, 2017

WWE'NİN 2018'DEKİ DÜŞÜNCESİ NE?

@ Sportskeeda


WWE önümüzdeki yıl için birtakım değişiklikler yaptı. Değişiklikler daha çok WWE Network üzerinden yapılsa da bu bizi de etkiliyor.


     Önümüzdeki yılın WWE PPV takvimi açıklandı. Burada bazı eksiklikler görüyoruz. Bu yıl 16 tane özel şov (ppv) varken önümüzdeki yıl sadece 14 tane göreceğiz. Her yıl aslında WWE'nin pay-per-view sayısı değişiyor. Yıl içinde bile değişiklikler yapılabiliyor. Aslında ppv'larda aman aman değişiklik olması için yine de bir süreçten geçiyorlar. Sonuçta şirket içinde kalmayıp diğer bağlantılar da devreye giriyor. Statlar ayarlanıyor, neresi uygun, hangi tarih uygun? gibi gibi tonca sorular. Bu yüzden ppv'larda değişiklikler çok yapılmaz.

Ama şimdi genel durum ne ona bakalım? 2016'nın ikinci yarısında ve bu yıla baktığımızda aslında çokça pay-per-view izledik. Hem de baya. Bir RAW'ın şovu olurken 2 hafta içinde Smackdown Live'ın şovunu izledik. Eğer 4 büyük şov yaklaşmamışsa her ay aslında 2 tane şov bile izleyebiliyorduk. Bu aslında çok yorucu bir şey. Her ne kadar amerikan güreşi izleyicisi olsam da bu tempoyu herkes kaldıramaz. Eğer işiniz, gücünüz varsa bu tempo ağır gelir size. Canlı izleseniz de izlemeseniz de 3 saatlik şov izliyoruz. Bu da az değil aslında. Bu yıla bakarsak 12 ay var ve 16 tane şov vardı. 4 ay içinde 8 tane şov izliyorduk. Yorucu bir şey tabi. Tabi, WWE'ye baktığımızda ise bunun bir yapma nedeni var. "Daha fazla ppv yaparsam, daha fazla izleyici gelir." düşüncesiyle daha fazla şov yapma kararı aldılar. Bunu da yıl içinde gözlemleyebildiler artıyor mu artmıyor mu diye. 

Görünen o ki sonuçlar kötü ve aşağı indirme kararı aldılar sayıyı. 2 tane şov rafa kaldırıldı tekrardan ve en önemlisi 1 şov 2 takımı da etkilemeye başladı. No Mercy ve Great Balls of Fire'a veda ederken, artık WWE'nin Big Five'ı oldu. Money in the Bank artık iki şovu da ilgilendiren şov haline geldi. Bu aslında olması gereken bir şeydi. Doğru bir hamle olduğunu düşünüyorum. Hatta bence Money in the Bank, Wrestlemania'ya geri dönmeli. Sonuçta 2 yıl arka arkaya 7-8 kişili Intercontinental Şampiyonluğu için Ladder maçı izledik. Bunun yerine MITB maçı olsa daha fazla ilgi görürdü diye düşünüyorum. Bana kalırsa hatta MITB maçı, Wrestlemania'ya özgü olarak kalmalıydı.

Friday, December 1, 2017

UNITED STATES KEMERİ DEĞİŞİYOR MU?

@ Hidden Remote


Bu haftanın en popüler konularından biri olan WWE konusu ise; Unites States kemeriydi. Peki bu kemer ne yaptı da bu kadar çok konuşuldu?


     Ocak ayında biliyoruz ki WWE'de değişim zamanına denk geliyordu. Yeni RAW takım kemerleri ve yeni SmackDown Live kemerleri yer almaktaydı. Ancak bu yeni kemerlere ayak uyduramayan iki kemer vardı. Bunlarda Intercontinental Şampiyonluk kemeri ve United States Şampiyonluk kemeri. Ayak uyduramamaktan ziyade iki kemerin eski kemer olduğu belli oluyordu. Hatta Intercontinental kemeri yine de iyi dursa da United States kemeri antikadan kaldığı belli oluyordu. Bu kemeri severim ama biraz diğerlerinin yanında çocuk oyuncağı gibi duruyor. Eğri oturup doğru konuşalım. Hatta bana kalırsa, Universal kemeri de saçma ama bir kere WWE üretmiş. Bize de bir şey düşmez. O Intercontinental kemerinin asaleti onda yok.

Bu dedikodulara tekrardan yol açan şey ise 2018 ayının ocak ayında düzenlenecek olan bir live event şovu. Baron Corbin'in elinde yeni bir kemer görüyorduk. Bu da daha önceden gördüğümüz bir kemerdi. Daha önceden bu tarz bir kemerin örneğini görmüştük. Ancak stat yetkilileri özür dileyerek "Çalışanımız yeni, Yeni ve geliştirilmiş bir şekilde posterimiz hazır." diyerek dedikoduları yok ettiğini söyleyebiliriz. Ancak bu çalışmanın bir PR çalışması olarak da görebiliriz. İyi ama içine etme gibi bir durum da olmuş olabilir. Eski kemeriyle Baron Corbin posterde yerini aldı ancak United States kemerinin değişeceği hala konuşuluyor. Bir tarafım evet dese de bir tarafım hayır diyor. Sonuçta o kemerinde bir tarihi var. Neler gördü o kemer? En kötü örnek o kemerle beraber "United States Open Challenge"i gördük. Ama doğruyu söylemek gerekirse o posterdeki yanlış kemeri bile kötü durmuyordu. Bir de son olarak Baron Corbin değil de yeni birisi kemeri aldığında değişseydi daha iyi olabilir gibime geliyor. Bobby Roode bile kemeri değişsse, "Glorious" der ve biter. Bir heel'da kemer değişikliği kötü olabilir gibi geliyor.